Devletin özgür sanat, popüler kültür ve internet “aşkı”
Yazılar yazıldı; yazıları okura ulaştıracak gazetelerden yazarlar atıldı, gazeteler niteliksizleştirildi, medya işlevsizleştirildi.
Kitaplar yazıldı; kitapları okura sunacak kitapçılar birer birer kapattırıldı. Zincir mağazalar bile “devletlü”leştirildi. Yetmedi, dergileri dağıtacak şirketlerin bile yandaşlaştırılması sağlandı, vitrinlere hangi kitabın çıkacağının dahi tepeden belirlendiği “süper özgürlükçü” bir sürece girildi.
Dergiler çıkarıldı; Ali Ağaoğlu devreye girdi, okuyucu da Kafa’landı, “bağzı” dergiler fonlandı, vasadın hakimiyeti tamamlandı. Turkuaz dağıtım Varlık dergisine bile aman vermez ve raflardan kovarken, Cumhurbaşkanının danışmanı ile Cem Yılmaz’ın abisi aynı kofti dergide buluştu, yandaşlar coştu, onlar bu işi çok sevdi.
Filmler çekildi; filmleri okurlara sunacak salonlar birer birer kapandı. Sinemalar “AVM”lileştirildi; AVM’lerdeki salonlara bile hangi filmlerin alınacağı meselesine dahi devlet el attı, yetmedi; film içeriklerine bile karışılır oldu.
Diziler yazıldı; dizilerin senaryolarına dahi karışıldı, Gezi Parkı’ndaki masum ağaçlar uğruna nice emekçi işinden oldu, ekranlar köreldi, filmler çekildi ama ekranlardan… Abdülhamid bir anda dünyayı titreten güçlü ve özgürlükçü bir lider olarak tarihteki şanlı yerini bir kez daha alıverdi!
Şimdi ise sıra…