Headbanger’s Weekend Festivali’ne gelen kitleye dair düşüncelerim
Ülkemizin politik vasatlığından, patlamalardan üst üste darbe alan Metal Müzik organizasyonlarından hepimiz haberdarız. Bunun en belirgin örneği de hiç kuşkusuz Headbanger’s Weekend olmuştur. İki günlük olarak planlanan ve ilk afişinde milletin yüzünü güldüren lakin ardı arkası kesilmeyen iptallerden ötürü tek güne ve zorunlu olarak yerli konser organizasyonlarından hallice gibi gözükse de yine de yapılan bu konsere dayanışma duygularıyla dahil oldum.
Öncelikle organizasyonu yapanları tebrik etmek gerek; zor bela nasıl ikna edildilerse İsviçreli Folk Metal topluluğu Eluveitie ve Fin melodik death metal topluğuğu Kalmah’ı biçare Türk seyircisine izletmeyi başardılar.
Yinje de, senelerdir gittiğim onlarca konserle kıyasladığımda benim çok da keyif almadığım bir etkinlik oldu.
Yıllardır dinlediğim ve yollarını gözlediğim Kalmah’ın gelişi bile beni çok mutlu etmedi ama bu daha çok benim öznel ruh halimden kaynaklanıyor olsa gerek…
Bununla birlikte talihsizlikler de birçoğumuzun moralini bozdu. Sorunlu ses sistemlerinden tutun ve ne yazık ki “olaylardan alakasız” bir dinleyici kitlesi, eski coşkulu heavy metal konserlerini şahsen bana özletti…
Bu tuhaf ruh halimle toplamda performansını izlediğim 3 tane grup oldu. Bunlar sırasıyla Yaşru, Hellsodomy ve Kalmah. Aralarda da, dışarı çıktım ve arkadaşımla kadim Maçka Parkı’nda bira muhabbeti yapmayı ihmal etmedim.
Yaşru çok sevdiğim bir gruptur. Ancak bir takım teknik meselelerden dolayı konsere tam anlamıyla adapte olamadılar gibi geldi bana… Grup, onlara verilen 30 dakikalık sürede 4-5 şarkı çalarak ayrıldılar sahneden. Hellsodomy ise bana göre bu festivalin en görkemli performanslarından birine imza attı; sahneleri dolu dolu geçti ki performanslarını gerçekten çok tuttum.
Kalmah’ın seyirciyle tuhaf iletişimi
Gel gelelim benim için esas meseleye. Kalmah’ın sahneye çıkışından beri tanık olduğum muhabbetlere biraz el atalım. İlk başta grubun vokalisti Pekka bizimle biraz billur geçti açıkçası. Ülkenin nerede olduğunu bilmeyişinden bahsetti (ama kebabı biliyormuş), sahne önü kısmı ölü palamut gibiydi. Pekka, iletişim kurmaya çalıştı sonrasında da ‘İngilizceden zaten anlamıyorsunuz Fince söyleyeyim ben de’ diyerekten Fince bişeyler mırıldandı (Editörün notu: Seyirciye saygısızlık yapma hakkını bu adam nereden alıyor? Oradaki insanlar para verip onları izlemeye geldiyse bu tip “billur geçmelere” haklarının olmadığını düşünüyoruz-Delikasap).
Tamamiyle tepkisiz olan seyirciye yönelik haklı olarak ‘Ne desem mickey mouse gibi sesler çıkarıyorsunuz, Şampiyonlar Ligi seviyesinde seyirci olmak için çok çalışmanız gerek’ diyerek ekledi. Ben utandım bu sözleri duyunca ki ‘antti sumiala’ kullanıcı adlı ekşi sözlük yazarını da aynı sorunlar rahatsız etmiş. Benim göremediğim sahne arkasında wall of death’e çıkmaya çalışan dengesizleri de fark etmiş. Setlist olarak eski ve yeni albümlerden çok iyi bir liste hazırlanmış ama ne için? Sonrasında Pekka birasından son yudumu aldı ve Heroes to Us parçasını çalıp sahneyi terk ettiler. Kalmah seyirciden çok enerji alan bir gruptur. 15 senedir takip edip tüm müziklerindeki rifflere vurgulara hakim olacak derecede sağlam dinleyicisiyim ancak böyle bir ilgisizlik ben görmedim hiç. Senelerdir beklediğim grubun böyle ruhsuz bir seyirci kitlesi karşısına çıkması beni bir hayli üzdü gerçekten de.
Moralim o kadar bozuldu ki, can dostum ile Kalmah’tan sonra Eluveitie’ye kalmadan çıktık konser yerinden (Yine editörün notu: Ulan Eluveitie ayağına gelmiş, sen eve bebek kakası temizlemeye gidiyorsun, Fatih, sen ne ayaksın?-Delikasap).
Sonuç olarak Türkiye’de kötü giden bir süreç var; evet bunları biliyoruz ama Heavy Metal dinleyicilerinin de birden içlerindeki enerjiyi yitirdiğini görmek beni bir hayli üzdü.
(Editörün son notu: Fatih Bey, siz mekanı terk ettikten sonra ortam coşmuş diyorlar, işte belgesi! -Delikasap).