İsim babaları Charles Bukowski & esin babaları bu topraklar: Kırkbinsinek
Türkiye’nin müzik tarihinde tüm tarzlar dahilinde kapsamlı bir inceleme yapılsa “Psychedelic” ya da buralarda daha çok telaffuz edildiği şekliyle Saykodelik Rock ve Progresif Rock tarzının oldukça eski ve köklü bir o kadar da uzun yıllara dayandığı gerçeği ortaya çıkar. İsmet Sıral’ın Jazz denemelerinde, Erkin Koray ve Yeraltı Dörtlüsü dönemlerinde verdiği underground örnekler, Moğollar’ın Altın yıllarında kendine has Anadolu Pop çalışmalarına imza atıp sergilediği cesur çalışmalar ve elbette Barış Manço’nun özellikle Kaygısızlar ile kaydettiği çalışmalar burada ilk aklıma gelenler; İşte bu yol Saykodelik müziğin Anadolu öğeleri ile harmanlandığı ve kendimize özgü bir rock stilinin oluşmasını sağlar.
Tüm bu bahsettiğim dönemlerde adı geçen işler teknik ile ruhun bir arada harmanlandığı evrensel ve deneysel çalışmalardır; 80’li yıllarda ise bu ölçütlere Hardal, Asia Minör, Meridian, 21. Peron, Mozaik ve Murat Kemaloğlu gibi çok büyük gruplar yön çizmiş, Saykodelik/Progresif Rock söz konusu olduğunda bu tarz dahilinde oldukça etkili eserler ortaya koymuşlardır. Bir sonraki adım olan 90’larda ise Nekropsi özellikle “Mi Kubbesi” isimli albümleriyle deneysellik konusunda ayrı bir noktaya taşımıştır bu müziği, tabii ki bunun dışında Baba Zula, İhtiyaç Molası, Gevende, Kök, Replikas, Nemrud, Yaya, Volkan Cebeci, Von, Tatu Fly?, Kes gibi her biri birbirinden kıymetli ve özel gruplar o günlerden günümüze kadar türlerinde oldukça başarılı çalışmalar yaparak, her biri kendi stilini oluşturmuş ve kitlelerden büyük beğeni toplamışlardır.
İşte bu gruplar arasında özellikle 2015 yılında yayınladıkları “Sis Pus Sus” isimli ilk albümleriyle herkesi kendilerine hayran bırakan Kırkbinsinek, 2019 yılının kasım ayında yayınladıkları ikinci albümü “Toprak Ana” ile bizim gibi türün hastalarının aklını başından aldı ve yayınlandığı günden beri her gün birileri tarafından keşfedilen ve sosyal medyada sık sık paylaşılan bir grup oldu. Peki kökleri dünyada olduğu gibi ülkemizde de oldukça geniş yıllara yayılan ve bize günümüzde tekrar saykodelik yılları yaşatan ve aslında rockçısından, extreme metalcisine ve bunun gibi çok farklı kesimlerden dinleyicilerin de beğenisini kazanan bu grup kimdir?
Hazırsanız başlıyoruz.
KIRKBİNSİNEK, BUKOWSKI ve PYSCHEDELIC ROCK
Türkiye’de Alternatif Rock kendi alanında her gün bir ürün verip, her gün yepyeni grupların çıkışına sahne olduğu günlerde tarihler 2008’i gösterdiğinde Alper Antmen, Özgür Devrim Akçay, Tolga Öztürk ve Tuncay Korkmaz bir araya gelir ve bir grup kurarlar. Amaçları kendilerinin çok sevdiği ve hissettiği müziği yapmaktır. Elbette kurulan bu gruba bir de isim gerekir; o da hepimizin çok sevdiği Charles Bukowski’nin muhteşem şiiri Kırkbinsinek’ten gelir ve grup artık çalışmalara başlar. Memlekette her grubun yaşadığı eleman değişikliklerini grup da yaşar o günlerde ve hayat şartları bu durumların yaşanmasına neden olacaktır elbette… Sahne yapmak onlar için önemlidir ve daha ilk günlerinden hep sahnelerdedir grup; çeşitli konser salonları ve festivallerde sahne alırlar…
Kırkbinsinek’in ilk ciddi kaydı ise 2012 yılında yayınlanan “Kompile Karga 3” adlı toplama albümde yer alan ‘’Pus Almış Dağı” isimli çalışmalarıdır. Bu çalışmalarıyla dikkatleri üzerine çeken grup daha sonra üzerinde yoğun bir şekilde çalıştıkları ilk albümlerini 2015 yılının Nisan Ayında Yayınlar. “Sis Pus Sus” ismini taşıyan albümleri Almanya’da Psychedelic, Stoner ve Progressive Rock gruplarının albümlerine imza atan “World In Sound” etiketiyle yayınlanır ve albüm elbette rock müzik severlerden olumlu notlar alarak ileriki yıllarda bu topraklarda yapılmış en iyi örneklerden biri olarak anılır.
Gerçek Bir Rock grubunda olması gereken her türlü özelliğe sahip olan grup, eşsiz müziği kadar, muhalif çizgideki duruşuyla da gönüllerde ayrı bir yer edinir ve çok farklı çalışmalarda isimlerine rastlarız. Bunlardan en önemlisi hiç şüphesiz Elena Dalmasso‘nun İstanbul, Fikirtepe’deki kentsel dönüşümü anlatttığı, 2016’da çekilmiş “The Dream City” adlı belgeselinde “Hoyrat” adlı parçalarıyla belgesel müziği olarak yer almış olmalardır. Ayrıca yine kariyerlerinde oldukça önemli olan ve Fatih Pınar tarafından 2019’da çekilip ilk gösterimi Bergen Assembly’de yapılan “Kaza Değil, Cinayet” adlı belgeselin müziklerine imza atmış olmalarını burada anmadan geçemeyiz. Bunca başarılı çalışmayla gerçek rock ruhunu özleyenlere her anlamda ilmek ilmek işleyen ve daha sonra da sevenlerine sunan Kırkbinsinek son yıllarda uzun isimli grupların çıkışta olduğu bir dönemde efsane bir baş yapıtla geri dönmektedir aramıza…
Venüs Müzik tarafından hem Digital Platformlarda hem de LP Formatında yayınlanan ikinci albümleri “Toprak Ana” ile aklımızı başımızdan aldılar dersek abartmış olmayız… Sekiz klas eserden oluşan albüm sadece son yıllarda değil, bence yerli Rock Tarihi boyunca bu topraklarda yapılmış en özgün ve en kaliteli çalışmalardan. Eğer hala bu albümü dinlemeyenler varsa, hiç vakit kaybetmeden bir an önce dinleyin derim ve tekrar 2020’nin bu ilk günlerinde Saykodelik Günlere dönün diye öneririm.
İşte Aziz Azmet’in çocukları Kırkbinsinek, onların etkili müziğiyle zamansız yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?
Kırkbinsinek’in kadrosu ve şu ana kadar yayımladıkları çalışmalar ise şöyle:
KIRKBİNSİNEK,
Alper Antmen (Gitar,Vokal)
Volkan İncüvez (Gitar)
Douglas Vegas (Synthesizer)
Tolga Öztürk (Bas)
Özgür Devrim Akçay (Davul,Geri Vokal)
ALBÜMLERİ,
Kompile Karga 3 (Toplama Albüm)
Sis Pus Sus (World In Sound -2015)
Toprak Ana (Venüs Müzik- 2019)
Not– Son Albüm az evvel belirttiğimiz üzere Digital Platformlarda yayınlandı ve arşivciler içinde LP olarak yerini aldı. Bu efsane albümün LP olarak yayınlanması harika bir olay ama biz buradan Venüs Müzik’e sesleniyorum. CD olarak da bu çalışmanın yayınlanması mümkün mü?
Lütfen duyun sesimizi …