Kadıköy’de Queen gecesi: A Kind of Vision!
Arnold Schwarzenegger’ı seviyorum, çünkü onun sayesinde Guns N’ Roses ile tanıştım. Axl Rose’u
seviyorum, çünkü onun sayesinde de Queen ile tanıştım. Benzer pek çok örnek verebilirim, ama bu
yazının teması Queen…
Bundan birkaç gün önce, Kadıköy Sahne’den yükselen sesler, sanıyorum Freddie Mercury’nin bulutlar
üzerindeki evine kadar erişmiştir!
A Kind of Vision, odak noktasına Freddie Mercury’yi alan bir “Queen’e saygı” grubu. Daha evvel de grup
hakkında bahsedilenleri duymuştum. Canlı olarak dinlemek ise nihayet nasip oldu. Pandemiden önceki
dönemde, “Cingi Performs Queen” izlemiş ve hayran kalmıştım. Peki ya A Kind of Vision nasıldı?
Geçtiğimiz pazar akşamı, 21:15’i biraz gece başlayan konser, yaklaşık 2 saat sürdü ve hani “non-
stop fun” derler ya, işte bunu sonuna kadar sunabildi.
Yunuscan Kaya, grubun oluşmasında en büyük pay sahibi isim. Hem solist hem de piyanist olarak görev
alıyor. Aynı zamanda bir Freddie Mercury yansıması olarak rol aldığını da söylemek gerekir. Öyle ya, bir
saygı grubundaki performansta yalnızca ses değil, görüntüye de önem verilmeli ve bu bakımdan A Kind
of Vision’ın Türkiye için önemli olduğunu düşünüyorum.
Queen deyince akıllara hangi şarkılar gelir? Evvela, sıkı bir Queen hayranı olmasanız bile “We Are The
Champions”ı bilirsiniz, değil mi? Yıllarca spor organizasyonlarında tercih edilen ve günümüzde de
popülaritesini koruyan bir klasikten söz ediyoruz. “We Will Rock You”yu da bilmeyen yoktur. Hatta
küçükken, okula gittiğimiz dönemde tahta sıralara vurarak ritm tutmuşuzdur…
Tabii ki burada Queen diskografisini dökmeyeceğim, ama aklınıza gelebilecek pek çok klasiği dinleme
şansına eriştik:
“Don’t Stop Me Now”, “Somebody to Love”, “Bohemian Rhapsody”, “Another One Bites The Dust”, “Killer
Queen”, “Fat Bottomed Girls”, “I Want It All” ve dahası…
Benim için ilginç bir an ise, “Fat Bottomed Girls” çalınırken yaşandı. Zira bir arkadaşımla
mesajlaşıyordum ve konu ilginçleşti bir anda. Tabii detay vermeyeceğim, ancak bazı balık etli kızlar
bence çok tatlı!
“Bi’ Daha!” dedik, onlar da “Kabul” dediler
Gitar, vokal, davul olarak ayrım yapmayacağım, çünkü güzel bir tempo, güzel bir bütünlük vardı.
Yunuscan’ın sesi böyle bir tema için gayet uygun. Piyano çalıyor olması ve sahnedeki hareketleri de
“canlandırma” olarak başarılıydı. Tam bir rock n’ roll gecesiydi ve hemen hemen tüm seyirciler keyifle
eşlik etti şarkılara. Öyle ki, yoğun istek üzerine “Bohemian Rhapsody” ikinci kez çalındı ve merak edenler
için evet, şarkının ortalarında Queen’in koro olarak performans gösterdiği bölümü yine gruptan dinledik,
dinlerken eşlik de ettik; “Easy come, easy go, will you let me go, Bismillah!”
“Peki konserde başka ne gibi esintiler vardı?” diye soracak olursanız, Queen konserlerinden alınmış ufak
tefek soslar vardı, ağızda güzel tatlar bıraktı. Hatta ünlü oyuncu Ayçe Abana da konserde bir şarkıyla
katkı sundu. Oyunculuğunun yanında sesi de çok güzelmiş.
A Kind of Vision, tekrar tekrar izlenebilecek bir grup. Bunun en büyük sebepleri, grubun enerjisi ve
Yunuscan Kaya’nın kostümlerden hareketlere kadar Mercury’yi iyi bir şekilde yansıtabiliyor olması. Hatta
grubu izlerken “Keşke ülkemizde bir de Guns N’ Roses saygı gurubu olsa” diye diledim. Belki bir gün
olur… Sonuçta, denildiği gibi, “The Show Must Go On”!