“Oradan” çıkan rock: Ozan Irmak’ın Ji Sorî’si…

Türkiye’nin kanayan yarası “Orası,” ah o bereketli topraklar… Anadolu, Turkiya, Mezopotamya, Kürdistan, Urartular, Hititler ve de Bizans; çok eski bir dostun da bir zamanlar dediği gibi, toprakları kanla sulanan bu coğrafya, Türkiye… Rock gibi ultra-evrensel bir müziği üreten bir Kürt ile bir Türk birbirlerine ne kadar uzak olabilir ki? Fonda Ozan Irmak’ın Ji Sorî’si çalarken aklıma bunlar düşüyordu, tam da dört nala şahinlerin iç savaşa doğru koştuğu şu garip memlekette…

Ne dediklerini zerre anlamıyorum; dağda yürürken çıkardıkları Kart – Kurt sesini biliyorum ama bu “Dağ Türkleri”nin ne dediğini ne kadar kendimi zorlarsam zorlayayım çözemiyorum. Ne tuhaf bir Türkçe lehçesi bu?

Gecenin bir vaktinde Kenan Evren’in saçmalıklarını alaya almak bile beni neşelendiremedi.

Yıllar yılı yok sayılan bir dilde rock dinlemek ilginç geldi. Daha önce dinlediğim ve çok beğendiğim Sidar, sert metalciler Ferec, haysiyetli müzisyen Vedat Yıldırım ve Bajar gibi Kürtçe sözlü rock, blues ve metalin giderek yaygınlaşması sevindirici doğrusu. Üstelik bir zamanların yasaklı ve “sakıncalı” dilinde rock daha da anlam kazanıyor; isyan ve rock birbiriyle uyumlu iki varoluş biçimi çünkü.

Kürtçe rock müziğin bir hayli uzun bir geçmişe yaslandığı aşikar. Düşündüm de, okullarda zorunlu din dersi saçmalığı yerine başta Kürtçe olmak üzere yaşayan ve /veya unutulmaya terkedilmiş kadim diller de zorunlu öğretilse ne kadar güzel olurdu değil mi?

Belki bir gün? Neden olmasın…

Ozan Irmak’ın Ji Sorî’si, derinlikli, lezzetli, Kürdi ama aynı zamanda Türki bir alternatif rock… “Oralı” ama bir o kadar da buralı.

Paylaş

Önerilen Haberler

2 Comments

Bir yanıt yazın