Serdar Sağlam: “Cehalete sövdüğüm bir şarkının agresif olması gerekiyordu”
Geçtiğimiz yıl ilk albümü Gecenin Ateşi’ni müzikseverlere sunan Serdar Sağlam, altı şarkıdan oluşan ikinci kısa albümünü yayınladı. Solgun Çiçek ismiyle yayınlanan albüm Spotify, Apple Music, Youtube Music gibi tüm dijital platformlarda yerini aldı.
Serdar Sağlam albümü ve müzik çalışmalarına ilişkin sorularımıza yanıt verdi.
-Rock müzik camiasında yeni ve tanınmayan bir isimsin. Seni biraz tanımak için daha önce neler yaptığını öğrenebilir miyiz?
Elbette. Profesyonel mesleğim gazetecilik. 10 yılı aşkın bir süredir çeşitli gazetelerde ve medya kurumlarında mesleğimi icra ediyorum.
-Müziğe başlaman, müzik ve söz yazımına girişmen nasıl oldu?
Aslında ilk gitarımı aldığımda 17-18 yaşlarındaydım. Gitar bile denemeyecek çok kötü bir aletti. Kendi başıma bir şeyler öğrenmeye çabaladım. Sonra elime biraz para geçince o da çok iyi olmasa da başka bir gitar alıp biraz ders aldım. Ufak tefek öğrenmeye başladım. En baştan beri şarkı yazmaya çok hevesliydim. Daha 5-10 akor öğrenmişken bir-iki şarkı bestelediğimi hatırlıyorum. Bu besteleri ben unutmuştum ama geçenlerde çok eski bir arkadaşım bana hatırlattı; “Mahallenin Köpekleri diye bir şarkı yazmıştın, hatırladın mı?” diye. Komik bir şarkıydı. İçinde mizah olan şarkıları hala seviyorum. Üniversitede arkadaşlarla bir grup kurduk. Ben hem gitar çalıp hem şarkı söylüyordum. Yine kendi bestelerimizi düzenliyorduk. O iş yürümedi. Ben de hayatın getirdiği başka sıkıntıların da etkisiyle müzik üretiminden yavaş yavaş koptum. Geçtiğimiz yıllarda başımdan geçen önemli olaylar sonrasında tutkularımı yeniden ele almaya karar verdim ve aldım elime gitarı, başladım çalmaya…
-Albüme gelirsek… Şarkıları nasıl kaydettin?
Şarkıların kayıtları benim için oldukça zorlayıcı oluyor. Bu işlerde yeni ve acemiyim. Müziğe uzun süre ara verdiğim için paslanmıştım. Hem form tutmak zorlayıcı hem de kayıt mevzuları pek anladığım işler değildi. Bestelerden, kayıtlara kadar her şeyi kendim yapıyorum. Tüm enstrümanları da kendim çalıyorum. Evimdeki ekipmanlar da sınırlı açıkçası. Zor bir süreç ama bu sayede yaparken çok şey öğrenmiş oluyorum. Eksikleri olsa da güzel şarkılar yaptığıma inanıyorum. Ben seviyorum en azından şarkılarımı…
-Kara Cahil isimli şarkıda daha sert tonlara yer verip toplumsal bir eleştiri getirmişsin. Diğer şarkıların, romantik ve pop-rock tarzında… Müzik yelpazeni nasıl belirliyorsun?
Ne dinliyorsam müziğime de o yansıyor. Rock müziğin hemen her çeşidi ve Blues müzik hayatımda geniş yer tutuyor. Soul, funk, jazz, klasik müzik de dinliyorum. Hard rock ve klasik rock çok yer etti bende. Türkçe rock müzik de önemli. Feridun Düzağaç, Teoman, Şebnem Ferah gibi isimleri dinleyerek gençliğimi geçirdim. En hafif rock müziklerden en sert rock şarkılarına kadar hepsini seviyorum. Yaptığım bestenin ruhuna en uygun düşecek şekilde, çalıp söyleyebildiğim kadar şarkılarımı oluşturmaya çalışıyorum. Kara Cahil hard rock sayılabilecek bir şarkı. Cehalete sövdüğüm bir şarkının biraz agresif olması gerekiyordu. Romantik şarkılar doğal olarak biraz daha hafif…
-Müzik üretiminde hedefin nedir? Bundan sonra neler yapacaksın?
Hedefim müzik yapmaya devam etmek. Her çalışmada özgün ve bir öncekinden daha iyi şarkılar sunabilmek ve dünyadan göçüp giderken iyi bir müzisyen olarak anılmak… O yüzden öğrenmeye, kendimi geliştirmeye ve şarkılar yapmaya devam edeceğim. Umarım rock müzik dünyamıza ve genel olarak müzik alemimize değerli katkılar yaparım.
-Sana başarılar diliyoruz…
Kendimi ifade edebilme imkanı verdiğiniz için ben teşekkür eder, başarılı yayıncılığınızın devamını dilerim…
DeliKasap Dergi’yi destekle, bağımsız yayıncılığa güç ver… Edindiğiniz her neşriyat, abone olduğunuz her sayı Türkiye’de müzik kültürünü geliştirmemiz adına gücümüze güç katacaktır.