Tarkan “Geççek” dediyse “Geççek” arkadaş!
Bir metal müzik dergisinde fazla mı Tarkan oldu? Eh, ne yapalım, o da rahat durmuyor ki! Ayrıca her ne kadar popçu olsa da Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Arda’nın da deyimiyle, “Tarkan bizdendir!”
Öncelikle yazıma başlarken şunu ifade etmek isterim. Gerek ben, gerekse de DeliKasap’taki ekip arkadaşlarımın çoğunluğu Tarkan’ın müzikal yanından çok karakteriyle ilgileniyoruz, biz Tarkan’ı bir insan olarak, bir yurttaş olarak çok seviyoruz.
Daha önceki Tarkan güzellememizi belki hatırlarsınız:
https://www.delikasap.org/2021/06/11/popcu-tarkan-v-rockci-kirac/
İşte tam da şu anda yenisi geliyor, siper alın arkadaşlar!
Evet, şimdi de ülkemizin yegane “megastar”ı öyle bir şarkı yazdı ki, sanıyoruz metalcisinden arabeskçisine herkes “Zil takıp oynamaya”” başladı bile. Efendim, “Geççek” adlı şarkı sözlerine bir bakalım:
“Hep köşeye sıkıştırmadı mı?
Daha önce de sanki
Sırtımızdan vurmadı mı?
Bu kaçıncı darbe ilk değil ki
Düştük evet ama kalkmadık mı?
Biz hep hayata meydan okumadık mı?
Sen ferah tut içini Biz neleri atlatmadık ki
Geççek geççek elbet bu da geççek
Gör bak umudun gününü gün etçek
Oh oh zilleri takıp oynıycaz o zaman
O çiçekten günler çok yakın inan
Gitçek gitçek geldiği gibi gitçek
Her şeyin sonu var, bu çile de bitçek
Oh oh zilleri takıp oynıycaz o zaman
O çiçekten günler çok yakın inan
Dayan, çoğu gitti azı kaldı
Yapma! Güze, kışa boğma yazını
Yakındır sabrın zaferi
Gitçek gitçek geldiği gibi gitçek
Her şeyin sonu var bu çile de bitçek
Oh oh zilleri takıp oynıycaz o zaman
O çiçekten günler çok yakın inan
Çok uzattın vallahi bıktık Bi durmadın vermedin ki aman
Hadi yeter artık fena bunaldık
Düş babam artık düş yakamızdan
Var bir hayır her şerde dedik
Oturduk bir dolu ders de çıkarttık
Ama yeter artık, anladık tamam…”
Özellikle son dönemdeki toplumsal duruşuyla ve hafif kırık muhalif söylemleriyle gönüllerde taht kuran Tarkan, müzikten ve siyasetten anlayan kimsenin inkar edemeyeceği şekilde bu şarkıyı bilerek, isteyerek, hissederek, politik göndermelerle yazmıştır. Belki kendisine sorulduğunda, o meşhur tebessümüyle kibarca reddedecektir ancak en azından milyonlarca insana böyle hissettirmiştir. Zaten sanat dediğimiz şey, insanların ondan ne aldığı, ne öğrendiğiyle daha kıymetli değil midir?
Şarkının politik göndermeleri olduğu düşüncesi akşamdan sabaha sosyal medyada en çok konuşulan konulardan biri oldu. Fakat şarkıyı bir marş gibi benimseyenlerin yanında aşırı tepki gösteren AKP’liler de oldu. “Gitçek, bitçek” sözleri oldukça zorlarına giden eden iktidar mensupları belli ki bu ihtimalden fazlasıyla endişe duyuyorlar aynı zamanda. Yoksa şarkıyı hiç gündemlerine bile almazlar, daha fazla duyulup daha fazla paylaşılmasına sebep olmazlardı sanıyoruz.
Peki, o gün geldiğinde neler mi olacak dersiniz? Ellerde pankartlar, sokaklarda insanlar, arabalarda kornalar, özgürlük çığlıkları, zafer şarkıları… Daha fazlasını sizin hayal gücünüze bırakarak, gelecek güzel günlerle ilgili yazılmış çok özel şarkı sözlerinden birkaç tanesine yer verelim istersiniz:
Ruhi Su, Ellerinde Pankartlar şarkısında nasıl söyler?
“Kalkın ayağa, kalkın
Gidiyor bu çocuklar
Ok fırladı çıktı yaydan
Biz şehirden, siz köyden
Kalkın ayağa, kalkın…”
Hepimizin ezbere bildiği Nazım Hikmet’in “Güzel Günler Göreceğiz” şiirinde peki?
“Çocuklar inanın inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz güneşli günler
Motorları maviliklere süreceğiz
Güzel günler göreceğiz güneşli günler”
Biraz da bizim cenaha yakınlaşalım. Metallica – King Nothing:
“Sadece bir şey istiyorsun
Sadece kralı oynamak istiyorsun
Ama kale harap oldu
Ve sen bir isimle kalakaldın
Ardından hepsi yıkılır gider
Ve sen tacını kırarsın
Ve sen parmağınla gösterirsin
Ama orada kimsecikler yoktur
Tacın nerede Kral Hiçbir Şey?
Hiçbir Şey
Sen sadece bir hiçsin
Kesinlikle hiçbir şeysin!”
Yazıyı bitirirken, her fırsatta gevrek gevrek “Sanatçı siyaset yapmaz” diyerek burun kıvıran yalaka tiplere Bertolt Brecht nasıl cevap vermişti onu hatırlayalım: “Sanatın apolitik olması, egemenlerle işbirliği yaptığı anlamına gelir.”
DELİKASAP BASILI SON SAYI 666+2 ÇIKTI… DeliKasap’a destek ver, bağımsız yayıncılığa omuz ver!