Camus ve Sartre etkileşimli Black Metal: ZİFİR
Black Metal’in en uç, en tekinsiz gruplarındandır Zifir… Karanlığın en dibini iliklerimize kadar hissettirecek yeni albümleriyle ruhumuzu sarsan black metalciler katran seviyesini her albümde daha da koyultacaklarının sinyallerini dergimize taşıdılar…
Merhaba Zifir, yeni albüm Demoniac Ethics heyecanlı bir bekleyişin ardından yayımlandı, öncelikle bize albümün sürecinden bahseder misiniz?
“Kingdom of Nothingness’ın çıkmasının hemen arkasından şarkı yazım sürecine devam ettik. 2018 yılında Ilgar’ın da kadroya bas gitar ile dahil olmasıyla kadro daha da güçlendi ve kayıtları hızlı bir şekilde tamamladık. Toplamda en başarılı albüm süreçlerinden birisini yaşadığımızı düşünüyorum. Davullar hariç albüm kaydının tamamı İstanbul’da yapıldı (mix ve mastering dahil).
Demoniac Ethics yayımladığınız dördüncü albüm ve ben her albümde karanlığın arttığını ve samimiyetiyle bunu iliklerimize kadar hissettirdiği bir Zifir’e tanık oluyorum. Deyim yerindeyse bizi sürükleye sürükleye götürüyorsunuz. Bu konu hakkında görüşleriniz neler?
Bu yüzden daha ilk albümden “You Must Come with Us” denilmişti sanırım. Her albümde karanlığı ve katran seviyesini bir kat daha koyultmak için çalışıyoruz açıkçası. Anlatılmak istenenleri açıkça sözlerle, tersten verilmiş sesler veya gizli şifrelerle albümün içine yerleştiriyoruz. Sonuç olarak ortaya çıkacak diye olan sadece bir albüm değil, bir fikirler bütünü ve bir duruş olduğu için ortaya çıkacak kimlik ve atmosferi dikkate alıyoruz.
Her albümde müzik kadar şarkı sözlerine de önem veren bir grupla karşı karşıyayız. Peki bu albüm bir konsept mi ve bu karanlık ayinler neleri anlatıyor?
Konu başlıkları malum; misantropi, din karşıtlığı ve nihilizm gibi temalar. Lakin sözler ve anlatıma gizli veya açık olarak verilen birçok mesaj var. Örnek vermek gerekirse “Insects as Messengers” isimli şarkıda 2019 yılı ocak ayında Kabe’de yaşanan haşere istilasını tema olarak işledik. Her şarkıda ayrı bir konu anlatılıyor lakin birbiri ile ilintili konular. Sözlere önem vermemizin en önemli nedeni anlatmak istediğimiz şeyin ve iletilecek mesajın kalbinde sözlerin yer alması. Words as wepaons…
Demoniac Ethics ile ilgili aldığınız yorumlar ve eleştiriler ne yönde?
Şu ana kadar oldukça iyi tepkiler aldık. Yayılma olarak da şu ana kadar ki en etkili albüm bu olacak gibi duruyor.
Bu albümde de Dublicate Records ile çalıştınız, peki albüm CD ve plak olarak Türkiye’de yayınlanacak mı?
Albüm 22 Şubat itibariyle Hammer Müzik’te plak, CD ve kaset formatında olacak.
Albüme dönecek olursak az evvel de söylediğim gibi, daha evvelki albümlerin de üstünde, karanlık, gergin, kan dondurucu ve sarsıcı eserlerden oluşuyor, Dinlerken tüyler ürperten bir çalışma ve ben Black Metal içinde kendinize ait bir soundunuz olduğunu düşünüyorum. Bu tekinsiz soundunuza en büyük güç ve ilhamı ne vermektedir?
İnsanlar, inançlar, ışık, karanlık, iyilik, kötülük ve bunların uzantılarından alıyoruz diyebiliriz. Kimyasal bir etkileşim gibi tabi ki. Bu ilhamın yanı sıra çıktıya etki eden katalizörler de var ki bunlar da Zifir’in karakterinde, DNA’sında olan unsurlar diyebiliriz. Sonuç yani “çıktı” ise sözleri, görselleri ve tüm fikirleriyle bir albüm şeklinde karşımıza çıkıyor.
Dünyada Black Metal yeniden sahnede sarsıcı bir şekilde kendini göstermekte, buna kimi popüler isimler sebep olurken, benim de daha çok tercih ettiğim, yer altından gelen samimi gruplarda ayrı bir veba ile zehri yayıyor. Siz Black Metal’in bu denli yükselişte oluşunu nelere bağlıyorsunuz ve son yıllarda en beğendiğiniz gruplar kimler ya da projeler neler?
Dünyada genel olarak görülen negatif gidişat bazı gruplarından elit bir şekilde Black Metal icra etmesine yol açıyor olabilir. Son yıllarda yaşanan olaylara bakarsak Black Metal adına beslenecek çok fazla şey var. Bu gruplardan da genel olarak yeni çıkanların birçoğunu takip etmeye çalışıyoruz.
Black Metal’in çıkış noktasına baktığımız zaman buhranlar, ölüm, din karşıtlığı, mizanthropi gibi kavramlar görüyoruz ve Zifir’de bunu müziğinde çok iyi kanalize eden adeta bir cehennem senfonileri yazan bir ekip olarak çıkıyor karşımıza, fakat Black Metal alanında farklı tema ve konulardan beslenen isimlerde dünyada belirmeye başladı. Sizin için Black Metal nedir ve elbette bu farklı yollarda ilerleyen oluşumlar hakkında görüşleriniz?
Özünden uzaklaşmadığı veya su katılmadığı sürece farklı tatlara evrilen sound veya konseptlerin Black Metal’in çeşitliliğine katkıda bulunduğuna inanıyoruz. Bunu grup veya oluşumlara bakarak, özellikle de zaman içerisinde ayırt etmek çok kolay. Bir bakıma “true” veya “false” olarak ayırt etmek için turnusol kağıdı “zaman” diyebiliriz.
Zifir artık üç kişi olarak yoluna devam ediyor. Bass gitarist olarak Ilgar da aranıza katıldı ve açıkçası cehennem basamakları tamamlanmaya başladı gibi hissediyorum. Sizi sahnelerde görecek miyiz?
Canlı performans için çalışmalara başladık diyebilirim. Henüz netleşen bir şey olmamakla birlikte bununla ilgili yakın zamanda ortaya somut bir şey koymayı planlıyoruz.
Türkiye, Black Metal açısından çok sağlam gruplara sahip, ilk aklıma gelen isimler The Sarcophagus, Sarinvomit, Persecutory, Horrocious, Tagraht , Hatevömit gibi… Siz bu gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’den birçok grubun son derece başarılı albümler yapması, yurtdışında konser, festival ve turlara çıkması son derece sevindirici. Hatta artık belli bir seviyeye geldiği için bu tarz gelişmelere eskisi kadar heyecanla yaklaşmıyoruz bile. Bu da son derece olumlu bir durum.
Zifir’in albüm kapakları da ilgimi çok çekiyor ve elbette Demoniac Ethics‘in muazzam kapak tasarımını da sormak istiyorum, öncelikle kiminle çalıştınız ve kapağın hikayesi nedir?
Bir önceki albümün de kapağını yapan Vergvoktre isimli sanatçıyla çalıştık. Bizi ve ne mesaj iletmek istediğimizi çok iyi anlayan birisi. Kendine has bir tarzı ve muazzam bir yeteneği var. Ona albümün kapağı için “Massacres in Heaven” konseptini bir karede anlatacak olsan nasıl resmedersin diye sorduk ve cevap olarak bu kapağı yolladı kendisi. Daha iyisi olamazdı kanımca.
Black Metal aslında karanlık edebiyatla da ilişkili bir tarz, Camus, Sartre, Edgar Allen Poe, William blake ve H. P Lovercraft gibi daha nice isim bu müziği çok etkilemiştir. Kısa bir süre önce Mayhem’den Teloch’a da sormuştum. Onun cevabı en sevdiğim yazar kendimim olmuştu. Peki sizin edebiyatla aranız nasıl?
Saydıklarının içinden özellikle Camus ve Sartre diyebiliriz.
Sorularımı yanıtladığınız için çok teşekkür eder ve sonsuza kadar sürecek olan yolculuğunuzda sizler ile yürümekten mutluluk duyduğumu belirtmek isterim. Son olarak buradan Zifir severlere neler söylemek istersiniz?
İlleti yayın.
DeliKasap 19. Yıl Özel Sayısı’nı ön sipariş vermek için: