flort reyiszler

Flört: “Türk Müzik Tarihi”nin sınırlarını laçkalaştıran grup

Tavlada bilmem kaçıncı eldeydik. Şu meşhur ses depolama sitelerinden birinde, “bütün şarkılarını” dinlemeyi önermiştim arkadaşa. “Bakalım abi, diğerleri de güzelse, dinleriz işte… İyi adamlar.” demiştik. Ozan Kotra’yı da bir dostumuza benzetmiştik üstelik. Çalma listesini başlatıp tavlaya döndüm. Dördüncü sırada başka bir şarkı başladı. Arkadaşa baktım… O bana baktı… Şarkı söze girdi. “Kadın solistleri var mı bunların yahu?” şeklinde belli belirsiz geveledim. “Basbayağı Ankara havası çalıyor lan.” “Bu ne biçim şey” diye kalktığımda “Flört” isiminin benzerliği, bütün gazımı aldı. Devam ettik işte. O gün bir dal aldık. Dilimize pelesenk ettik. Şimdi de üretenleri ile tanışma zamanı…
Ozan Kotra, Flört’ün mimarlarından biri. Dinledikçe, (amiyane tabiri kesin budur) “kulaklarımızın pasını alan… Aklımızı dedelerimize doğru kavuşturan” bir grup. (Dede anısını soracağız) Farklı bir sohbet olsun istedik. Eksiklerimiz olduysa affedin bizi. Başlayalım bakalım…

Deli Kasap kabulünüz için teşekkürler. “Hayranınızız. Bir imza alabilirmiyiz” havasından sıyrılıp, yaşayıp giderken yanımıza aldığımız Flört’ü, nereden nereye taşıdığınızı anlatabilir misiniz?

reyisz flort 1

İlk Flört albümünün kayıtlarında (2001), bu işi kolaylıkla meşhur edebileceğimizi düşünmüştük. “Kim bunlar” hadisesi, her ne kadar istemediğimiz bir şekilde olmuşsa da bizi zaten ünlü etmişti. Ama tahminlerimizde 10 senelik bir yanılma payı olmuş. 2010 yılında çıkarttığımız “Demli” albümü bizi tekrar ve bu kez arzu ettiğimiz bir noktaya taşımaya başladı. Küllerimizden doğmuştuk. O 10 sene boyunca sahneye çıkmamış, yaptığımız bir kaç albümde pek bir başarı sağlamamıştık. 7 yıl boyunca, beş parasız bir halde, bir stüdyo kurup, kendimizi o dört duvara kapatıp, Türk Müzik tarihinin sınırlarını laçkalaştırdık. Demli’yi kaydettik ve 2010’dan beri, yaklaşık 300 konser verdik ve nihayet arzuladığımız noktalara geldik. Zor oldu. Çok zor oldu. Tahmin bile edemezsiniz.

Fikir babanız yada fikir ananız olanlar; kişiler, gruplar, yazarlar, şairler kimlerdir? Flört bu mirasların devamcısı mıdır? Yoksa ortaya çıkan parçalar farklı bir üretim midir?

Ben müziğe Beatles’a öykünerek başladım. Çocuk yaşta zamanın önemli mizah dergilerinde karikatür çiziyordum ama müzik daha ağır bastı. Elbette Flört’ün dünyası bu üç adamdan oluşmuyor. Orhan Veli’den Elvis’e, Beatles’dan Barış Manço’ya kadar pek çok idolün yansımalarını görebilirsiniz. Zamanı yoktur Flört’ün. Zamansız bir müziktir. 60’lar ya da 2010’lar farketmez. Hangi yılda olduğunuzun bir önemi yoktur. Beslendiği kaynaklar hem geçmiş hem de günümüzü ve geleceği yansıtır. Bu konudaki kesin kanaatimi oluşturan dinleyici oldu. Onlar uyandırdı bizi. Sizi dinlerken zaman yok oluyor diyorlar. Bütün bu sürecin sonunda bize ilham kaynağı olan bu değerli insanların mirasını da yeni kuşaklara taşıyoruz sanırım. Ama bunu “hadi böyle yapalım” diye yapmıyoruz. Kendiliğinden oluyor galiba. 

Türkiye popüler müzik tarihinde, Flört üretimlerine baktığınız da, sizce bilimsel bir duruşunuz var mı?

Çok hoş bir soru. Ama bu soruyu ben cevaplarsam, ne kadar ukala bir herif olduğumdan bahsedecekler. Zaten bu konuda adım çıkmış. Sorunun kendisi cevabı veriyor aslında ve bu soruyu siz sordunuz, ben değil…

Sizin öznelinizde, Ozan Kotra ne okur ne çizer?

Ben okumayı 5 yaşımda öğrendim. Anneme çok ağlamıştım okumayı öğretmesi için. O da bana bir alfabe kitabı aldı ve 1 günde öğrendim. Okumayı bu kadar isteme sebebim Teksas/Tommiks okuyabilmek içindi. İtalyan çizgi romanları benim için bir tutkuydu. Mister No ya da Zagor hala tutkumdur. Çizgi kabiliyetimin ortaya çıkmasında da çok katkısı olmuştur. Bugüne gelince. Elbette Paul Auster’dan Kosinski’ye, Melih Cevdet’ten Orhan Veli’ye, Kafka’dan Bukowski’ye birçok yazar ve şairi okudum ve okumaya devam ediyorum… En son değerli dostum Güven Erkin Erkal’ın Türk rock tarihi kitabını okudum. Muhteşemdi. Siz de okuyun.

Cemiyete ilk olarak Trabzon’da bir Galatasaray maçı günü katılmıştım. O gün bir şarkı dinlemiştik sizden. “Dedenizin babaannenize armağan edip, her zaman çalmanızı istediği bu şarkıyı” anlatabilirmisiniz?

Ben yarı deli arnavut bir sülalenin mensubuyum. Dedem, babaannem, amcalarım, babam hepsi biraz çatlaktı. Annem ise tam bir İstanbul hanımefendisiydi. O yüzden bende aile maceraları bitmez. Bahsettiğiniz şarkı “I’ve got a woman” isimli bir Ray Charles rock roll’u. Flört’ün her konserde söylediği rock roll kuşağından bir örnek. Babaannem ile ilgili olan kısmıysa elbette şaka. Ama babaannem epey Rock ‘n’ roll bir kadındı. Normal bir babaanne sayılmazdı. Nurlar içinde yatsın.

Aynı anlamlara gelmesine rağmen, geçtiğimiz Haziran ayı için hepimiz farklı cümleler kurduk. “Gezi parkı”ndan başlayarak, günümüze kadar geçen zamanı nasıl değerlendirirsiniz?

Gezi bazı aptalların söylediğinin tam aksine bir milattır. Türkiye tarihinin en önemli olaylarından biridir. Bunu ileride daha iyi anlayacağız. Karşısında 40 yıldır çalışıp, organize olan ve devletin bütün imkanlarını kendi faşizmine alet etmiş bir yapı vardı. Ama orada olanlar, Gezi’yi yaşayanlar biliyor ki, bu sadece başlangıçtı. Bu ülkenin doğal rönesansıdır. Bu tür süreçlerden bir anda sonuç alınamayabilir. Ama çok yakında pozitif etkileri bu ülkenin gidişatına etki edecektir. Oradaydık ve orada olmaktan mutluluk duyuyorum. Ben bir çapulcu, faiz lobisi ve ayyaşım! Oğlumu da öyle yetiştiriyorum… 

Son olarak DeliKasap ve okurları ile paylaşmak istediğiniz bir konu,durum yada mesele var mı?

Delikasap okurlarına sevgilerimi sunuyorum. Din ve ırk şovenizminden uzak durmayı, bu faşizan ve lümpen ideolojilere karşı birlikte mücadele etmemiz gerektiğine inanıyorum. Elimizden hiçbirşey gelmiyor düşüncesi kaybetmek demektir. Kaybettiğimiz ise özgürlüklerimizdir. Bizim, hayvan dostlarımızın, doğa ananın kaybıdır. Yaptığımız işi, her ne iş olursa olsun, elimizden gelenin en iyi şekliyle yapmamız bile bizi zafere götürecektir. Flört’ü beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz. Ama biz her bir şarkının, her bir notasını, her bir kelimesini elimizden gelenin en iyi şekliyle size sunmaya çalışırız… Amcamın bana öğüdüyle sizi selamlayayım:
 “Oğlum, bir işi ya iyi yapacaksın ya da o işi hiç yapmayacaksın!”

İşbu röportaj ilk olarak DeliKasap Dergi Ağustos 2014 Dijital Edisyonunda yayımlanmıştır.

DELİKASAP SON SAYI ÇIKTI. BAĞIMSIZ YAYINCILIĞI DESTEKLE, DELİKASAP’A ABONE OL, ROCK’N’ROLL’A İNAN!

Paylaş

Similar Posts

Bir yanıt yazın