İşe gitmek mecburen, peki ya MFÖ izlemek?
Mazhar Alanson’un garip açıklamaları yüzünden ondan nefret edebilirsiniz. “Suya sabuna dokunmuyorlar” deyip grubu hor görebilirsiniz. “İktidarlara yanaşıyorlar” deyip onlara omuz silkebilirsiniz. Ama Türkiye rock-pop aleminden onlar kadar iz bırakan az grubun olduğunun da hakkını vermelisiniz. İşte, arkadaşımız Mahmut Saral da, yıllardır MFÖ izleyip onlardan vazgeçemeyenlerden… Sözü ona bırakıyoruz…
Erken kalkmak mecburen, işe gitmek mecburen, MFÖ izlemek mecburen, ama iyi ki!
Dün yine giniyip kuşandık, evimizden çıktık, arabamıza atladık ve MFÖ izlemek için konser alanına vardık. Tıpkı, Mazhar Alanson’un söylediği gibi. Hava yine soğuktu, ama konser yine sıcaktı yahu. Yine ısındık, eğlendik, duygulandık. Zaten bunlar için bir araya gelmiyor muyuz…
MFÖ, benim için özel gruplardan. Her konseri çok keyifli geçiyor. Dün gece de öyleydi. Şimdi izin verirseniz, dün geceyle ilgili birkaç not paylaşmak istiyorum.
- Öncelikle, iyi ki Zorlu PSM var! Ulaşımı rahat, şık bir mekân. En güzeli de konserler geç başlamıyor ve böylece gecenin sonunda evimize rahatlıkla dönebiliyoruz. Diğer mekânlar da umarım gecenin bir yarısı konser yapmayı bırakır artık…
Konser, “Ele Güne Karşı” ile başladı. Zaten MFÖ konserlerini takip ediyorsanız, bunun artık gelenek halini aldığını da biliyorsunuzdur. Ardından da “Mazeretim Var, Asabiyim Ben”, “Psikopatım, “Mecburen”, “Sarı Laleler”, “Güllerin İçinden”, “Bu Sabah Yağmur Var İstanbul’da”, “Ali Desidero” ve “Benim Hâlâ Umudum Var” gibi pek çok sevilen şarkı geldi. Özellikle “Güllerin İçinden” söylenirken tüylerimin diken diken olduğunu fark ettim. Ah o bass solosu! Bir de, ilk yarısı akustik, ikinci yarısı da rock tarzda çalınan “Benim Hâlâ Umudum Var” çok etkileyiciydi, yine ve yine. Artık şu “Her Şey Çok Güzel Olacak 2″yi de çekseler diyorum?
Gruptaki dikkat çekici bir farklılık olarak, bu kez sahnede 3 mikrofon yoktu. Yani ayaklı mikrofon olarak sadece Mazhar Alanson’un mikrofonu vardı. Özkan Uğur ve Fuat Güner’in mikrofonları ise, kafa mikrofonu idi. Bu sayede sahnede daha geniş bir hareket alanı oluşabildi ve yine bu sayede herkes çok daha hareketliydi. Mazhar ağabeyin sahneyi gezerek şarkı söylemesi şahsen benim için pek alışılmış şey değildi.
Zorlu’da verdikleri bir önceki konserde, yeni albümden “Aşkın Kenarından”ı söylemişlerdi, fakat bu konserde yeni albümden şarkı yoktu.
Aslında genel hatlarıyla klasik, sevilen, herkesin yüzünde kocaman mutluluğun belirtdiği bir MFÖ konseriydi yine. Alışılmışın dışında bir gelişme olarak, bu kez şöyle bir şey oldu…
Grup, bis için sahneye geldiğinde “Sude”yi çalıyor ve bu esnada herkes Özkan Uğur gibi dans etmeye başlıyor normalde. Şarkı bitimiyle de konser bitiyor, fakat bu kez böyle olmadı. Tezahüratlar o kadar çoktu ki, sahneye 3. kez geri döndüler ve bir kez daha “Ele Güne Karşı”yı çaldılar, ama söylemediler. Söyleme işini biz seyircilere bıraktılar ve kolektif bir final çıktı ortaya.
- Bir de bonus olarak, konser sonrasında Özkan ağabey ile tekrar bir araya geldik. Dikkat ettim de onunla neredeyse 1 yılda 1 görüşüyoruz. Yıl dönümü kutlar gibi sanki. Daha nice konserlerde birlikte olalım, gülümsemeler hiç eksik olmasın!