Evil Dead’in Rock N’ Roll ateşi hâlâ yanıyor! Evil Dead Rise’ı izledik!
Elime ilk kez bir benzinli testere aldığımda çok küçüktüm. Aslında hayır, o sadece bir odun parçasıydı. Sadece hayal gücümün bir ürünü olarak öyle görmek istemiştim. Çünkü dayımın testere kullanışını taklit ederdim. Oysa testereyi ne zaman çalıştırsa, o an sesinden korkar ve kaçardım. Sonra yıllar geçti…
*
Bir benzinli testere kullanarak ilk kez yaratık öldürdüğümde sanırım 13 yaşındaydım. Hatta bir de çift başlıklı av tüfeğim vardı. Yakın mesafeden ateş ettiğimde karşımdakini birkaç metre öteye kadar savurabilecek güçteydi üstelik. Aslında hayır, bu bahsettiklerim de Doom II: Hell on Earth isimli PC oyununun sunduğu dijital detaylardan ibaretti. Hem harika heavy metal dokunuşlarına sahip bir serüvendi. Kendi sektöründe “Rock Yıldızları” olarak nitelendirilen isimler tarafından hazırlanmıştı. Sonra birkaç yıl geçti…
*
Bir benzinli testereyle tanıdığı pek çok kişiyi doğramak zorunda kalan, çift başlıklı av tüfeğiyle şeytani güçleri kovalayan biriyle tanıştım ilk kez. Adı Ash Williams idi. Aslında hayır, gerçek bir karakter değildi. Bruce Campbell tarafından canlandırılan ve adeta bir rock yıldızı gibi arz-ı endam eden bir karakterdi. Dünyasının adı ise, Evil Dead idi. Yıllarca sahne aldı, sayısız şeytanı Cehennem ateşine geri gönderdi ve belki de bu sayede pek çok müzisyene, aktöre, yazara, çizere ilham kaynağı oldu. Sonra yıllar ve yıllar geçti…
Bir çocuk, bir testere, bir tüfek, bir oyun, bir film, bir ikon ve şeytanlar! Let’s rock!
Ash Williams ya da gerçek adıyla Bruce Campbell, günümüzde gerçek bir rock n roll ikonu. Her ne kadar artık sahne önünde pek yer almasa da, yeni yeteneklerin sahne alabilmeleri ve bu heyecan dolu şovun devam edebilmesi için çalışıyor. Saber Interactive’in üst düzey yöneticilerinden Tim Willits’in de dediği gibi, “Bruce Campbell, bir iş insanı ve işi de Evil Dead!” En yeni ürünü ise, 21 Nisan itibarıyla vizyona girmesi beklenen Evil Dead Rise! Ne şanslıyım ki bu filmi erkenden izleme şansına eriştim! Evet, işte yıllardır severek takip ettiğim markanın şimdilik en güncel üyesiyle ilgili yorumlarım.
Evil Dead Rise, serinin bilindik klasik formülünü yeni nesle aktaran ve bunu yaparken hem mevcut hayranlarını hem de yeni nesil izleyicileri hedefleyen bir film.
Fazla merak hiçbir zaman iyi değildir! Eğer size ait olmayan, okumamanız gereken bir kitap bulursanız, okumayın! Evet, Ölülerin Kitabı’ndan söz ediyorum…
Bu bir devam filmi değil, ama eski üyeleri reddettiğini de söylemek güç. Zira bünyesinde ilk 2 filmi hatırlatan bolca güzel detay var. Tabii yeni nesle uyarlanan noktalar, tamamen yeni olarak görülebilecek dokunuşlar da var.
Bu kimimiz için bir korku, kimimiz için de bir gerilim filmi. Şahsen ben bunu heyecanlı bir gerilim filmi olarak görüyorum. İlk 3 filmde tercih edilen komik anlatım detaylarını ise Rise’da pek göremiyoruz. Rise, aslında 2013 yılında vizyona giren Evil Dead’e benzer bir çizgi de. Yine de, önemli bir nokta olarak artık ormanın ortasındaki eski ahşap kabin unsurunun geride bırakıldığını söylemek gerekiyor. Evet, bu kez şehrin ortasında, eski bir apartmandayız.
Mutlu bir aile tablosu görmek güzel olabilirdi, ama ilgi çekici olamazdı. Hele de bu bir Evil Dead filmi ise…
Serinin yaratıcıları Bruce Campbell ve Sam Raimi, bu yeni filmde uygulayıcı yapımcı koltuğunda oturuyor. Yazar ve yönetmen koltuğunda ise, Lee Cronin var. Daha evvel de korkutucu işlerde çalışan Cronin, belki de bu film ile zirveyi görüyor. Filmin öyle iyi bir açılış sahnesi var ki, “Eski ile yeninin birleşimi ancak bu kadar güzel olabilir!” dedirtti bana.
Eğer bir film, küçük mekânlarda geçiyor ise, çekim açıları ve irili ufaklı pek çok detay önemlidir. Bir yandan serüveni takip ederken bir yandan da etrafı izler ve ekstra bilgiler elde etmeye çalışırsınız. Tabii karakterlerin size izin verdikleri sürece…
Filmin oyuncu kadrosundaki 2 isimden söz etmek istiyorum, zira performanslarıyla övgüyü hak ediyorlar. İlki, Alyssa Sutherland. Anneyi canlandıran Sutherland, aslına bakarsanız normalde de ürkütücü bir havaya sahip. Filmdeki bol kanlı hava durumunun da getirisiyle şeytani gülüşlere bürünüyor. Sadece öyle durup bakması ve gülmesi yeterli oluyor çoğu kez… Garip hareketleri, mimikleri, gözleri… Tekinsiz bir karakter!
İkinci isim ise, minik oyuncu Nell Fisher. Fisher, yalnızca 12 yaşında, ama yaşının otesinde bir olgunlukla, ayakları yere çok sağlam basarak rol kesiyor. Evin en küçük kızı. Bu denli şiddetli bir filmde bu denli sağlam durabilmek önemli. Kendisini tebrik etmek isterdim.
“Ben Groupie değilim!”
Evil Dead Rise, bir buçuk saat civarı bir gerilim sunuyor. Bünyesinde, geçmiş serüvenlerden kalan pek çok silahı da barındırıyor. Bazı sahnelerde o kadar fazla yapay kan kullanılmış ki… Farkında olmadan “Daha fazla, biraz daha fazla!” diye zihninizdeki düşüncelerin uzun bir trene dönüşmesine izin verebilirsiniz.
Evil Dead Rise, korku gerilim sahnesinde yeni bir headliner ve yeni rock yıldızlarıyla uzun süre konuşulacağa benziyor. Bu yıldızlardan bir tanesi de küçük kız kardeş Beth’i canlandıran Lily Sullivan. Onu anlatmak istemiyorum. İş başında görmeniz gerekiyor, gerçekten!
Açıkçası filmi cuma akşamı sinemaya giderek bir kez daha izleme düşüncesindeyim. Siz de öyle yapın! Hem bir cuma akşamı, bol kanlı ve gerilimli bir filmden daha iyi ne olabilir ki?