IVERSON RESMİ OLARAK ARTIK ‘EFSANE’
NBA efsanelerini onurlandıran Hall Of Fame’in 2016 sınıfı geçtiğimiz günlerde açıklandı. 2016 sınıfının en parlak isimleri arasında basketbolu Asya’da sevdiren Houston Rockets’in uzun pivot efsanesi Çinli Yao Ming’in yanı sıra modern dönem uzmanlarının çoğuna göre basketbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi pivotu, 4 NBA şampiyonluğu yüzüğü bulunan, 2000 yılı NBA sezonu en iyi oyuncusu ödülünü (MVP) alan ve 15 kez All Star seçilmiş Shaquille O’Neal bulunmakta. Bu yıldızların yanında yer alan bir diğer isim ise sadece basketbolda değil, Amerikan toplumunda ırk ayrımcılığı konusunda da simge haline gelen, dövmeli, ‘corn row’ saçlı, asi, kural tanımaz yaratıcı tarzda oynayan şimdiki NBA gençlerinin ilk örneği ve önünü açan bir isim… Allen Iverson.
SPORDA VE TOPLUMDA DEVRİM YARATAN ADAM
1996 yılında Philadelphia 76ers tarafından birinci sıradan draft edilen Iverson insanların aklında sadece spordaki devrim niteliğindeki yenilikleriyle değil Amerikan toplumundaki dalgalanmalarda da ön planda olmasıyla tanınan bir isim… 2001 yılında tek başına 76ers’i NBA finallerine taşıyan ve aynı sene NBA MVP seçilen Iverson 4 kez NBA sayı krallığı, 12 kez All Star, 2 kez All Star MVP gibi birçok ödüle ve çok güçlü istatistiklere sahip. Iverson’in 3 numaralı forması Julius ‘Dr. J’ Erving, Maurice Cheeks, Wilt Chamberlain ve Charles Barkley gibi 76ers efsanelerinin yanında, Wells Fargo Center’da emekli edilerek asılmış durumda. NBA tarihindeki en iyi oyun kurucularından ve şutör gardlardan birisi olan Iverson’in her adımı, her hareketi sporda ve yaşadığı toplumda devrim niteliğinde… Crossover ve dribling hareketlerini NBA’in en tehlikeli hareketine çeviren, o güne kadar kimsenin görmediği bir hızda hareket eden, Majesteleri Michael Jordan’ın ‘Bileğini kıran’ hareketiyle sporda rekabetçilikle saygının ayrı şeyler olduğunu zorda olsa kabul ettiren, asi, dövmeli, kenar mahalleden gelen ve gangsta rap dinleyen hatta bir gangsta rap albümü piyasaya çıkaracak kadar aykırı tarzını ancak 26 yaşında zorla kabul ettirebilen bir isim Iverson. Hakkındaki suçlamalar dolayısıyla ABD’de birçok şehirde siyahilerin ‘Bir daha içimizden birisini böylesine ezemeyeceksiniz’ diyerek kampanyalar başlattığı, Amerikan Senatosunun 1 ay ana gündem maddesini oluşturan olayların asıl kahramanı… Jordan’in oynadığı bir dönemde, kendi giydiği ayakkabıları ondan daha fazla satan, deplasman sahalarındaki seyircilerin üzerinde en fazla forması bulunan tek başına bir spor markasını ayağa kaldırabilecek ölçüde marka değeri olan bir isim… Kazandığı parayla yüzlerce kimsesiz gencin sporla yetişmesine katkıda bulunan hayatı boyunca ailesi de dahil olmak üzere yaklaşık 50 kişiye bakan asi ve olağanüstü yetenekli bir sporcu… Herkes ‘Sen aykırısın!’ ‘Sen kural tanımıyorsun!’ ‘Sen sporu değiştirmeye çalışıyorsun!’ ‘Sen suçlu bir cezaevi mahkumusun’ ya da ‘Sen hangi hakla beyazlar için ideal sporcu olan Michael Jordan’i sahada maymuna çevirmeye çalışırsın!’ diye yüklenirken tek bir cevap vermiştir: “Ben bunların bizzat cevabıyım!” Lakabı da ‘The Answer’ (Cevap) olan Iverson, Muhammed Ali’den sonra ABD’de aykırı ve sistem karşıtı duruşuyla en çok ses getiren siyahi sporcu ve NBA’de oynadığı yıllar boyunca Amerikan ana akım medyasının manşetlerinden hiç düşmeyen bir isim. İlgilenenler için hayatını incelikli röportajlarla ele alan ve Türkçeye de çevrilmiş olan Larry Platt’in ‘Allen Iverson Efsanesi: Yalnızca Güçlüler Ayakta Kalır’ kitabına ya da ‘The Answer’ belgeseline bir bakmanızı ve bir dönemin ruhuna, toplumuna ve spor anlayışına toptan meydan okuyan ve sonunda ‘eski olanı’ yenen bu efsaneyi daha yakından tanımanızı öneririm.
JÜBİLESİNİ YAPTIĞI BEŞİKTAŞ’I VE TARAFTARINI HİÇ UNUTMADI!
NBA’de 2011 yılındaki lokavt döneminde boşta kalan Allen Iverson, Beşiktaş basketbol takımı ile bir yılı opsiyonlu, iki yıllık sözleşmeye imza attıysa da sakatlanarak bir sezonu dolduramadan takımdan ayrılmak zorunda kaldı. Iverson Beşiktaş’ta 10 maça çıktı ve sonrasında profesyonel basketbolu bıraktığını açıkladı. Yani ‘The Answer’ dev kariyerindeki jübilesini Beşiktaş’ta yaptı. ‘Beşiktaş farkı’ burada da kendisini gösterdi. Beşiktaş NBA’in en asi, yetenekli ve ünlü ismini Türkiye’ye getirmekle kalmadı ayrıca kendi farkını da bu isme tanıtmış oldu. NBA’in en hararetli ve sert taraftarlarından birisi olan 76ers taraftarlarının ardından Beşiktaş’ı ve kulübün taraftarını gören Iverson “Üçlü çektirmeyi” Türkiye’de öğrendiğini ve bunun kendisini çok heyecanlandırdığını dile getirdi. Iverson, imza töreninde Beşiktaş taraftarlarını ise şu sözlerle anlatmıştı: “Kariyerim boyunca çok büyük maçlarda ve atmosferlerde bulundum ancak dünyanın hiçbir yerinde böyle bir taraftar, böyle bir tezahürat görmedim. Döndüğüm zaman ABD’deki birine bunu anlatsam da anlayamaz. Gelip bunu yaşaması lazım. Bu tezahüratları bizim için yapmaları ve benim bunun bir parçası olmam gurur verici.” Burada önemli bir detayı da vurgulamak gerekli… Iverson hayatı boyunca ‘Real’ takılmış olan bir adam yani hiçbir sözünde abartı, sahtelik ya da klişe yok. Öyle olmadığı geçen sene de ortaya çıktı ve Iverson verdiği bir başka röportajda Beşiktaş’taki ortamı unutamadığını yineledi. Iverson hararetli taraftarın gerçekten neye benzediğini Beşiktaş’ta gördü. Jübilesini Beşiktaş’ta yapmış, Beşiktaş’ın atmosferini unutamayan NBA’in en büyük yıldızlarından birisi olan Iverson bu yıl ismini tarihe altın harflerle de kazımış oldu.