Camel: Progresif Rock’tan Ötesi

Yıllardan 2014, o sıralar sigara ile yeni tanışmışım. İlk içtiğim sigara Camel Soft. Resmen aşık oluyorum sigaraya. Başımı döndürüyor. Paketindeki deve resmi bile acayip cezbediyor beni.

O sıralar Pink Floyd’u çıldırırcasına dinlemekle meşgulüm. Progresif Rock’u yeni keşfetmenin değişik tadını alıyorum. Sırasıyla Opeth, Yes, Can diyerekten hepsini dinlemeye başlıyorum. Opeth’i dinlerken Mike Akerfeldt’in bir ropörtajı gözüme çarpıyor. Diyor ki “Also, on our new track ‘Beneath the Mire,’ there’s a unison part played by me on guitar and by keyboardist Per Wiberg on the Moog synthesizer, and it sounds very Camel-esque. You listen to that and you think, Well, it’s Camel!” Meali bu şarkımız Camel grubundan arak. Allah Allah ne ola ki bu Camel? Koskoca Opeth bile bu gruptan müziğini esinlenmiş. Hemen araştırıyorum; tabii ilk gözüme Mirage albümü çarpıyor çünkü albüm kapağında meşhur deve resmi olması acayip ilgimi çekiyor.

İşte benim için film burada kopuyor sevgili arkadaşlar. Resmen bambaşka bir dünyaya doğru çekiliyorum. Andy Latimer’in kalbini bıraktığı bir albümle tanışıyorum adeta. Müziğe duyguları katmak tabirini ilk defa burada görüyorum. Lady Fantasy şarkısını dinlerken diyor ya “Oh My Lady Fantasy, I love you…” işte burada o sesinin tınısı, hiçbir aşk hikayesinde duymadığım görmediğim bir hissiyat. Andy Latimer resmen benim gözümde bir ikona evriliyor.

Progresif Rock artık Pink Floyd’tan öteye geçiyor benim için. Ne zaman mutlu olursam veyahut canım sıkılırsa Camel’in şarkılarından birini açmak bana yetiyor.

Size bu rock türünü uzun uzun anlatmayacağım çünkü internette binlerce kaynak, araştırma zaten mevcut. Hele ki DeliKasap’ta Özgür Palaz’ın Camel yazı dizisi, adeta tüm internete bedel.

Camel’a asla doy(a)mayacaklar için onun da inkini buraya koyalım:

https://www.delikasap.org/2018/01/26/camel-rock-muzigin-kayip-prensesi-1/

Lütfen Progresif Rock denilince aklınıza salt Pink Floyd gelmesin bence hatta direkt Camel ile başlayın. Bu muhteşem İngilizlerin yapabileceği müziğin sınırı yoktur çünkü. Hatta bir tane canlı performans linkini de buraya bırakayım. İzledikten sonra ne demek istediğimi anlayacaksınız. İyi dinlemeler…

Paylaş

Önerilen Haberler

Bir yanıt yazın