EFSANEVİ “PORNO-ROCK” DURUŞMALARI: İLK ATEŞİ PRINCE YAKTI
Elbette ki tüm devletler kâtil tüm hükümetler sahtekârdır mamafih Birleşik Devletler iki yüzlülük konusunda dünya devletlerine açık ara nal toplatacaktır.
Emre Doğulu’nun DeliKasap’ta yayınlanan Rock Müziğin SSCB ve Varşova Paktı’ndaki Yolculuğu başlıklı yazısında “Doğu Bloku” hükümetlerinin rock’n’roll olgusunu nasıl ele aldığını biraz da gülerek okumuştuk. Peki ya “Özgür Dünya”da durum ne vaziyetteydi? “Demokratik Batı” “Tutucu Doğu”ya nazaran nasıl bir bakış açısına sahipti rock’n’roll’un yıkıcı etkisi karşısında. Ya da “Demir Perde”den ne kadar farklıydı?
Punk’ın büyük yıldızı, Dead Kennedys’in kurucusu Jello Biafra Amerikan senatosunda kendilerini “liberal” olarak tanımlayan politikacıların iki yüzlülüklerini canlı yayında teşhir ederek rock tarihinin unutulmaz anlarından birine imza atmıştı. Peki ya “PORNO-ROCK Duruşmaları”nı hiç duymuş mudunuz?
P.M.R.C. adlı kolpacı “Çocukları Müziğin Şiddetinden Koruyalım Platformu”nun nasıl da bir sansür mekanizmasına dönüştüğüne daha önce Frank Zappa, Dee Snider örnekleri üzerinden DeliKasap’ta sıklıkla değinmiştik. Bir punk efsanesi; Biafra’nın Al Gore’un işgüzar eşi Tipper Gore’u kamuoyu önünde nasıl tufaya getirdiğinin öyküsü belki de 90’lı yıllarda bu haybeci örgütün kapatılmasının da ilk işaret fişeğini yakmıştı… Ancak o eğlenceli mevzu başka bir yazının konusudur. Burada özellikle şunun altını çizmek isteriz. Rock müzik icra edenler arasında sağcı (Dee Snider), anarşist (Jello Biafra) ve solcu (Zappa) başta olmak üzere hemen hiçbir müzisyen senatoya yağcılık ve yandaşlık yapmamış, müzisyenler sansüre karşı güç birliği yapmış ve demokratıyla cumhuriyetçisiyle merkez-solu-sağıyla tutucu PMRC karşısında yek vücut olmuşlardır. Doğrusu, rock’n’roll’un “namusunu kurtaran” devrimci bir tavra el birliğiyle imza attıklarını söylemek abartı sayılmayacaktır.
Peki bu noktaya nasıl gelinmişti? Rock, metal ve pop’a bu saldırı neden başlamıştı?
Tarihler 1985 Eylülünü gösterdiğinde Amerikan kamuoyu rock müziğin “zarar verici yapısı” konusunda çok geçmeden ikiye bölünecekti. Zira sağ-muhafazakâr Reagan iktidarı döneminde sözde demokrat senatör Al Gore’un eşi Tipper Gore, kızı için satın aldığı bir Prince plağında yeralan şarkıların “müstehcen” şarkı sözlerini duyunca ortalığı ayağa kaldırmıştı. İşte “Rock Pornosu” kavramı ilk bu dönemde dillendirilmişti.
Önce Amerikan senatosunun rock müziğe açtığı savaşın ilk kıvılcımını yakan o şarkının “pornografik” sözlerine bir göz atalım:
I knew a girl named Nikki
I guess you could say she was a sex fiend
I met her in a hotel lobby
Masturbating with a magazine
She said, “How’d you like to waste some time?”
And I could not resist when I saw little Nikki grind
She took me to her castle
And I just couldn’t believe my eyes
She had so many devices
Everything that money could buy
She said, “Sign your name on the dotted line”
The lights went out
And Nikki started to grind
Nikki
The castle started spinning
Or maybe it was my brain
I can’t tell you what she did to me
But me body will never be the same, oh, ah
Her lovin’ will kick your behind
Oh, she’ll show you no mercy
But she’ll sure enough, sure enough
Show you how to grind
Darlin’ Nikki, oh
I woke up the next morning
Nikki wasn’t there
I looked all over and all I found
Was a phone number on the stairs
It said, “Thank you for a funky time”
“Call me up whenever you wanna grind”
Damn Nikki, oh-oh-oh
Oh-ah, aw
Oh, come back Nikki, come back
Your dirty little Prince
Want’s to grind, grind, grind, grind, grind
Grind, grind, grind, grind
İşbu şarkının sözleri içerisinde yer alan genç bir kızın otel lobisinde bir dergiye bakarken “BIZIRIYLA OYNADIĞI” o “meşum tasvir” gerekçesiyle pek hassas Tipper Gore ortalığı velveleye vermiş, 90’lı yıllara kadar süren tuhaf bir cadı avı Tipper Gore ablamızın üst-üste kendini rezil ettiği senato duruşmalarında metal ve rock müziğin aslında popülaritesini arttıran gelişmelere neden olmuştu.
Bir kızın mastürbasyon sahnesine dahi yükselen Gore’un neden böyle bir histeriye kapıldığının şifreleri ise daha sonra Dee Snider’ın bu hanıma dair söylediği şu sözlerle açıklığa kavuşuyordu:
“Gore hanım benim yazdığım bir şarkı olan Under the Blade’in şarkı sözleriyle milleti sado mazo, bondaj ve tecavüz gibi eylemlere teşvik ettiğimi iddia ediyordu. Yalnız hanımın ifade ettiği mevzular ile bu şarkının sözleri kes-kel-alakadır! Şarkı aslında ameliyattan korkan insanların haleti ruhiyelerine dair sözler içeriyor. Bana öyle geliyor ki bu şarkıdaki sado mazo, bondaj, tecavüz sadece Gore hanımın zihninde peyda olmaktadır!”
Büyük müzisyen Prince’i sevgi, saygı ve özlemle anıyorum.
Not: Prince, senato duruşmalarına katılmaya tenezzül etmemiştir.