Kafa Bi Dünya Musiki Tarzı: Stoner Rock ve Master Splinter
Stoner tarzıyla ilk aşinalığım 90’lı yılların ortalarında Queens of the Stone Age abilerimizin piyasada işbu tarza yönelik ses ve popülarite yükseltmesine denk düşer. Daha sonrasında, yakın zamanlardaki teşrik-i mesaim ise, kadim dostum Bizmirella’nın “bak kanka Baroness diye bir grup var, hadi onların konserine bi kulak ver, bu kadar yobaz olma” diyerek gömleğimi çekiştirircesine beni Hellfest’te Stoner’ların çadırına sürüklemesi vesilesiyle oldu. Alana adım atar atmaz bol sakallı bi abi ile suratı piercing enflasyonuna uğramış bir ablanın bana adeta “Hoşgeldin marijuanası” ikram etmesiyle “medenileşme” girişimim, tarzın ismi ile cisminin, fikir ile zikir arasındaki korelasyonun ne kadar doğrusal olduğunu düşündürdü bana, kibarca reddettim Mary Jane ablayı tabi, zira libidoyu öldürüyor diyorlar. (Beyin hücreleri miydi yoksa lan o!?)
Her neyse, tarza ilişkin son temasım ise, şu hayatta tanıdığım en gezgin metal insanı, müzisyen ve iyi bir arkadaş olan, Ersin Şeker bruderim kaynaklı oldu. “Dostum, bak, burada kafa arkadaşlar var, sen seversin bi dinlesene” dedi ve gruba bir göz atmam bu defa canlı kanlı değil, yarı iletkenler vesilesiyle, youtube adlı portal üzerinden oldu ve hemen ilk izlenimim: “Evet, abiler benim kafada, sevdim!”
Buradan bu mütevazı grubun canlı performanslarına bi göz atalım:
Attınız mı? Birileri marijuana filan teklif etti mi? Etmedi mi? Siktiredin zaten olm, saç döküyor diyorlar. (Dirimsel enerji miydi yoksa ölen lan!?)
Neyse, grubumuza dönelim, Master Splinter, kendi kendilerini şu şekilde anlatıyor efenim:
“Master Splinter, grubun isminden de anlaşılacağı üzere, sıradan bir metal grubu değil. Baş döndürücü bir dizi başka müzikal etkiyi stoner rock temelinde harmanlamakla kalmıyor, aynı zamanda metaforik hikaye anlatımlarıyla duygusal spektrumun tamamını kapsıyorlar, bazı metaforlar bariz, diğerleri o kadar da değil. Her birinin kendine has sıra dışı hayat hikayeleri var, bu yüzden birlikte yazdıkları müziğin de kendileri kadar tuhaf ve benzersiz olması şaşırtıcı değil. İçlerinden birinin eski bir samuray olduğunu ya da nimbostratus’ta Zeus’la yumruk yumruğa dövüştüğünü ya da belki de birinci tekil şahıs olarak travma geçirmiş bir semenderin pervasız bir orman işçisinden intikam alma planları yaptığını söylediğini duyduğunuzda yanıldığınızı düşündüyseniz yanılmadınız. Doğru duydun, dostum.”
Kafası bi dünya eğilimli gruplara ilişkin bu mini makale sona erdi, şimdi “Otostopçunun Galaksi Rehberi”ni okumaya devam edebilirim.