Metallica komünizme koşuyor
Bir kır çocuğu olan ayyaş James Hetfield Marksizm’i bir çukulata markası sanıyor olabilir.
Dini imanı Amerikan Doları olan Danimarka’nın yüz karası Lars Ulrich sosyal demokrasi ile SSK arasındaki farktan bihaber olabilir.
Lakin Metallica’dan komünizmi çıkar geriye birkaç tane ensesi kırmızı Amerikan kırosu kalacaktır.
Nasıl mı? Hemen tezimizi sunalım.
Metallica’nın And Justice For All adlı albümünün içerikte sol referanslar taşıyan temaları ve plak kapağından albüm ismine adalet ve sansür meselelerine odaklanması bizi konuya ısıtıyor öncelikle… Albümde Amerikan kapitalizminin yargı sistemini yeren efsanevi Al Pacino filmi And Justice For All adlı solcu ama popüler filme gönderme yapılmasından daha da önemlisi One şarkısının ilham kaynağının savaş karşıtı bir komünizm üretimi olması, meseleyi daha da eğlenceli kılıyor… Evet, en yukarıdaki afişe tekrar odaklanınız… Johnny Got His Gun’dan bahsediyoruz…
Kafanız iyice karıştı değil mi? Olayların derinine inince daha önce savladığım “dünyadan komünizmi çıkar geriye güzellik adına bir bok kalmaz” tezimin Metallica özelinde nasıl da cisimleştiğini göreceğiz. Johnny Got His Gun’ın yaratıcısı kim? Tescilli komünist Dalton Trumbo…
Aranızda hınzır bazıları çıkıp da Metallica’nın voliyi ilk vurduğu plaklardan Ride The Lightning albümündeki “For Whom The Bells Tolls”un temasının yaratıcısının da bir Kızıl Komünist olan Ernest Dede olduğunu fısıldadığını duyar gibiyim.
Onlara da şunu söyleyeyim: Metallica’dan komünizmi çıkar geriye bir bok kalmaz!
Bugünlerde grubun Eşitlik, Özgürlük ve Kardeşlik türküsünü tutturmalarının sebebi de budur; ekmek neredeyse Metallica oradadır…
Not: Bir göçmen çocuğu olan yoldaş Roberto Agustin Miguel Santiago Samuel Trujillo Veracruz eleştirilerimizden muaftır!
Selamlar,
bundan birkaç yıl önce bi alkol mekanında (isim koyamadım bar mı meyhane mi gece kulübü mü) oturmuş rakımızı içerken dedik ki lan kürtçe metal müzik yapalım. hem en sevdiğimiz müziği yapmış olacaz hem de anadilimizde yapmış olacaz. bu fikir daha sonra henüz kürt halkının buna hazır olmadığı fikriyle alternatif rock projesine döndü. albümü yayınladık. ozan ırmak-ji sorî adında bir albümümüz var. düşün ki bu albüm Orphaned Land’e kadar gitti. ama ne hikmetse arkadaş, kendi ülkemizde bir türlü kendimizi kabul ettiremedik. albüm çıkalı 3 aydan fazla oldu, hala olduğu yerde sayıyor. hocam bi el atın ya, eleştirin, yerin, övün artık aklınıza ne söylemek geliyorsa. eleştiriye de kapalı değiliz ama o bile yok. daha fazla ne söylenir bilmiyorum. büyük ihtimal bu maili de okumazsınız zaten. zaten ihtimaller daha cazip geliyor.
eğer okursanız da kafa yaptığım için kusura bakmayın.
iyi çalışmalar…
Erdem ŞALVA
One’dan o filmi çıkarıp atsak geriye muhteşem riffler ve sololar kalır. Bu bence çok şeydir. “And Justice for All” da olmasın. Ben size bir sürü güzellik bulurum. Ne yani en sevdiğim şarkılarından biri olan “to live is to die”dan Edgar Allan Poe’nun dizelerini çıkarırsak o muhteşem introyu, ritmleri ve soloları görmezden mi geleceğim. Ben “Trumbo yüksek bütçeli dev prodüksüyon Spartakus’ün senaryosunu yazarak Hollywood’un godomanlarına hizmet etti” desem, sonra da “Trumbo’nun Komünistliği Buraya Kadarmış” diye başlık atsam bu ne kadar şık ve mantıklı olabilir. Metallica’nın grup olarak ya da tek tek üye bazında eleştirilmeleri için yığınla sebep bulunabilir: Hetfield’ın av tutkusu, Ulrich’in paraseviciliği, Hammett’ın gitar tekniği, grub’un Mustaine’e ve Newsted’a karşı olan vefasız tutumu, “Some Kind of Monster” isimli belgesel film ve hepsinden önemlisi Napster davası -ki bu sonuncusu bir komünist için bir sürü malzeme içeriyor… Ama buradaki eleştirinin çok yüzeysel kaldığını ve son derece taraflı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca “Bir kır çocuğu olan ayyaş James Hetfield” tanımlamasını görünce bir an için “Yeni Akit” okuyorum sandım. Bu üsluptan iyice sıkıldığımı da belirtmeliyim.
One’dan o filmi çıkarıp atsak geriye muhteşem riffler ve sololar kalır. Bu bence çok şeydir. “And Justice for All” da olmasın. Ben size bir sürü güzellik bulurum. Ben “Trumbo yüksek bütçeli dev prodüksüyon Spartakus’ün senaryosunu yazarak Hollywood’un godomanlarına hizmet etti” desem, sonra da “Trumbo’nun Komünistliği Buraya Kadarmış” diye başlık atsam bu ne kadar şık ve mantıklı olabilir. Metallica’nın grup olarak ya da tek tek üye bazında eleştirilmeleri için yığınla sebep bulunabilir: Hetfield’ın av tutkusu, Ulrich’in paraseviciliği, Hammett’ın gitar tekniği, grub’un Mustaine’e ve Newsted’a karşı olan vefasız tutumu, “Some Kind of Monster” isimli belgesel film ve hepsinden önemlisi Napster davası -ki bu sonuncusu bir komünist için bir sürü malzeme içeriyor… Ama buradaki eleştirinin çok yüzeysel kaldığını ve son derece taraflı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca “Bir kır çocuğu olan ayyaş James Hetfield” tanımlamasını görünce bir an için “Yeni Akit” okuyorum sandım. Bu üsluptan iyice sıkıldığımı da belirtmeliyim.