Thor’un Karanlık Evlatları: Nifelheim

İsveçli Black Metal devleri Nifelheim, 1990 yılında Tyrant ve Hellbutcher sahne isimleri altında ikiz kardeşler Erik ve Per Gustavsson tarafından kuruldu. 

Venom, Bathory ve Sarcòfago gibi grupları ilham alan Nifelheim, gruba gitarist Morbid Slaughter’ın dahil olmasıyla 1992 ve 1993 yılları arasında ilk demoları olan efsanevi Unholy Death adlı demoyu piyasaya sürdüler ve Black/Thrash Metal yapısındaki müzikleriyle satanizm odaklı ideolojilerini yansıtmaya başladılar. Hastalıklı müzikleri ile piyasada şok etkisi yaratmışlardı.

Venom, Hellhammer, Bathory ve Mayhem gibi diğer Black Metal devlerinin etkilerini veren grup, demo kayıtları ile metal dergileri tarafından büyük ilgi gördü. Oldukça olumlu kritikler elde eden Nifelheim, plak firmalarını peşlerine düşürmeye başlamıştı.

1994 yılında Necropolis Records ile yaptıkları anlaşma sonucu ilk albüm çalışmalarına başladılar. Bu esnada aşk-meşk hikayelerine girmeye kalkışan Morbid Slaughter gruptan atıldı. Stüdyoya giren grup ilk albümü olan Nifelheim’i kaydetti. Dissection grubundan John Sweetsloot ve Jon Nodtveidt, albümde gitarist olarak yer aldılar. Albüm grubun kural tanımaz, uzlaşmaz ruh haline sahip, agresif yönünü göstermiş ve old school Black Metal için büyük bir başyapıt olmuştu. Bathory’nin ilk dönemlerindeki halini yansıtan tamamen old school gürültüsü üstüne inşa edilmiş bir albümdü. Hızlı gitarlar, ezici rifler ve yıkıcı davullar Nifelheim’in tüm asiliğini, gürültüsünü yansıtıyordu. Birkaç parçada ise Thrash Metal örnekleri açıkça mevcuttu.

1996 yılında Headbangers Against Disco Vol. 2 adlı bir split albümde Unpure ve Usurper gruplarıyla yer alırlarken, grup bu albümde bir Vulcano parçası olan Witches Sabbath’ı yorumlayarak Brezilyalı Thrash/Black Metal gruplarına saygılarını sunmuştu. Aynı sene gruba geçici bir süreliğine katılan Per Alexandersson ile 1997 yılında “şeytanın gücü” diyerek ilk sahne performanslarını gerçekleştirdiler.

İkinci albümleri olan Devil’s Force ile grup daha da öldürücü bir müzik ortaya koymaya başladı. Devil’s Force, 32 dakikalık bir şeytani terördü; Black/Thrash Metal kombinasyonunda, ham yapıda ve Black Metal’in standart keskin çığlıklı vokallerini sunan bir kayıttı. Kesinlikle grubun Black Metal’e yakışan ve monotonluktan uzak sololarıyla, gürültülü davullarıyla Brutal Black/Thrash ayarındaki müziği Hellbutcher’ın şeytani vokalleriyle mükemmel tamamlanıyordu. Sodom, Destruction gibi Alman Thrash gruplarının etkileri de mevcuttu. 

Tekrardan dünyayı fethetmeye hazır olan gruba kayıt firması sırtını döndü ve grubun bütün planları altüst oldu. Grup bir süre yeni şarkılar yazarak vaktini geçirirken, 2000 yılı Mart ayında stüdyoya dönerek üçüncü albüm için çalışmalara başladı ve beklenen albüm Servants Of Darkness aynı yılın ağustos ayında raflara düştü. Brezilya Death Metali’nden, Thrash Metal’e ve New Wave of British Heavy Metal’e kadar geniş etkiler sunan kaos dolu bir albüm ile geri dönen grup; satanizm dolu, ahlaksız, nihilist tavrından hiçbir şey kaybetmemişti. 80’ler metaline saygılar sunan Bathory, Venom ve Slayer etkileriyle donanmış, jilet gibi vokaller, akıl alan kaos dolu rifler, tüyler ürperten melodiler, net duyulan baslarla cehennem vari bir Black/Thrash Metal eseriydi. 

Aynı sene Primitive Art Records firması tarafından Unholy Death isimli bir EP yayımlandı. Buna takiben grup, 2006 yılında birkaç split albümde boy gösterdi. Bunlardan en önemlisi Brezilyalı grup Vulcano ile yaptıkları Thunder Metal’di. 

2007 de çıkan dördüncü Nifelheim albümü olan Envoy Of Lucifer ile Black/Thrash öfkesinin dinmeyeceğini gösterdiler. Vokaller daha da kusursuz, riffler daha da kaliteliydi ve 80’ler köklerine kaliteli bir şekilde bağlılık vardı. 

Satanatas (2014) ve The Burning Warpath to Hell (2019) EP’leri ile günümüze kadar gelmeyi başaran grup, hiç kuşkusuz hız ve öfke dolu old school Black/Thrash Metal tarzlarıyla köklerine sağdık kalmışlardır.

DeliKasap 19. Yıl Koleksiyon Sayısı’nı sipariş vermek için;

Paylaş

Similar Posts

Bir yanıt yazın