VENOM: Şeytanın ve Karanlığın Baş Müritleri
Tarihler 1970 yılını gösterdiği vakit, Black Sabbath grubuna isim arayıp dönemin korku filmlerinden birinin adını gruba koyduğunda ve Tony Iommi’nin Tritone’u sert müziğe adapte edip ilk albüm Black Sabbath’ı yayımladığında şeytan zaten bir kimlik daha kazanmış hatta dönemin diğer rock camiası ve yapımcıları onları şeytan taşlar gibi taşlamışlardı. Şeytanla ilk senli benli muhabbete girmeleri rock tarihinde Led Zeppelin’e dayandırılır. İddialar, grubun Stairway To Heaven isimli başyapıtı tersten dinlendiğinde şeytani bir mesaj verdiği yönündedir ama asıl şeytani müziği Black Sabbath yaratmıştır. Ozzy‘nin klasman dışı sesi, Geezer Butler’ın sarsıcı sözleri, Tony Iommi’nin şeytani riffleri ve elbette şarkılarındaki şeytanla senli benli muhabbetler…
Heavy Metal terimi onların fikri değildir fakat otorite bu ismi koymuştur grubun yarattığı karanlık ve donuk müziğe. Zamanla başka gruplar ve türler de çıkmış ve bu türü farkı evrelere taşımıştır. Sansasyonun ikinci ve sarsıcı ayağına gelince bu yine İngiltere’den gelmiştir. Şimdi hazırsanız esas konumuza dönelim ne dersiniz?
VENOM: ‘’BLACK METAL‘İ YARATAN EFSANE’’
Black Sabbath başlarda bir kesim tarafından taşlanmışsa da onlara alışıldı. Ardından gelen Judas Priest, AC/DC, Mötörhead, Saxon, Iron Maiden gibi efsaneler bu müziği farklı noktalara taşıdı ve Heavy Metal’in en büyükleri olarak tarihe geçti. 80’li yılların başında tam da New Wave Of British Heavy Metal akımının zirve yıllarının yaşandığı o günlerde bir grup çıktı ve herkesin aklını aldı. Aslında Guillotine, Oberon ve Dwarfstar gruplarından bilinen üç manyağın bir araya gelmesiyle temelleri atılan Venom, Conrad Thomas’lant (Cronos), Tony Bray (Abaddon) ve Jeff Dunn (Mantas) tarafından 1978 yılında kuruldu. Bu üç psikopat müzisyen köklerinde Black Sabbath, Kiss, Judas Priest, Motörhead, Sex Pistolls gibi isimlerden ilham alsa da kendilerinin bu gruplardan en büyük farkı ‘’Tüm zamanların en Evil eğilimli grubu‘’ olmasıydı. En başından beri satanik bir imaja sahip olan grup, din karşıtlığı, satanizm, anti-hümanizm, buhranlar ve rahatsızlık yaratacak tüm temalar üzerine leş eserler yaratmıştır. Ekip zehrini dünyaya yaymak için ilk önce besteler üzerine çalışmaya başlar. Mantas ve Cronos oldukça kafa patlatırlar bu dönemde ve aslında dönemine göre oldukça hızlı, agresif, leş, kirli ve bir o kadar da şeytani bir müzik üretmektir amaçları. İlk bestelerini yaptıktan sonra Cronos’un çalıştığı müzik şirketini ikna etmesiyle başlangıçta 3 şarkı kaydeder. İlk kaydedilen demonun ardından 6 şarkı daha kaydedilir. Heavy Metal dünyasında ilk olarak Neat Records etiketiyle yayımlanan ilk single çalışmaları “In Leaque With Satan/Live Like An Angel” singleları ile sesini duyursalar da esas bombaları 1981 yılında yayımlanan ilk albümleri Welcome The Hell‘dir. Venom ilk albümünü tam da NWOBHM ateşi esnasında çıkarmıştır. Yaptıkları müzik çok tehlikeli ve iticidir, o dönem grubun satanik sözleri ve kirli müziği otoriteler tarafından yerden yere vurulur. İngilizler grubu sahiplenmez, kendilerine ait bir müzik tarzı olsa da henüz Black Metal tarzının adı konmadığı için deyim yerindeyse ite kaka, Saxon, Def Leppard, Iron Maiden, Diamond Head gibi grupların bayrağını en önde taşıdıkları NWOBHM akımına dahil edilirler. Venom bol şeytan tasvirli, din karşıtlığı, hezeyanları, ürkütücü sözleri ve kirli müziğiyle o dönemin otoritesini de korkutmuş deyim yerindeyse akıllarını başlarından almıştır. NWOBHM akımının içinde anılarsa da müzikleri Black Sabbath’tan daha şeytani, Motörhead’ten daha hızlı ve kirli, Iron Maiden gibi gruplardan daha punk öğelere sahiptir. Grubun sesi ve bass gitaristi Cronos gerçek anlamda bir şeytan figürüdür zaten kendisini gördüğünüz an şeytan görmüşten beter olursunuz.
Welcome To Hell ile dünyaya yayılan zehrin birinci porsiyonunu Heavy Metal dünyasına salan Venom ardından müzikteki en büyük silahını ve en tehlikeli zehrini almak için hazırlanıyordu. Grup ilk albümde gelen saldırı ve eleştirilere daha da şeytani bir tondan cevap vermiş ve bu albümle tüm dünyada tarihe geçmiştir. Sonrasında bu yolu izleyen bir ton iblisin ve şeytani müziğin önünü açmıştır. Evet, hedef buydu!
1982 yılına geldiğimizde grubun ikinci albümü “Black Metal” yayımlanmıştır. Bu lanet albüm sadece grubun bir türü yaratıp ona isim vermesinin yanında, ardından gelecek koskoca bir Extreme Metal türünü de etkilemiştir. Bu albümden en çok Mayhem, Gorgoroth, Burzum, Emperor, Satyricon, Darkthrone , Marduk gibi ikinci dalga Black Metal grupları etkilenmiştir. Bunun yanında Metallica, Megadeth, Slayer, Anthrax, Exodus, Kreator, Death, Possessed, Autopsy, Six Feet Under gibi nice Thrash ve Death Metal grupları da bu albümden etkilenmiştir. Hatta Mayhem’in efsane gitaristi Euronymous bir röportajında şunu söyler: “Venom bizim ilk büyük esinlenme kaynağımızdı sonra Bathory, Hellhammer, Sodom ve Destruction bizi bugün bulunduğumuz yere yönlendirdi. Eğer onlar olmasaydı soundumız çok farklı olabilirdi. Venom, Bathory ve Hellhammer onlar eski şeytani gruplar…” Evet, Venom Black Metal adı verilen bu türün her anlamda yaratıcısıydı ve ardından gelen Celtic Frost, Bathory ve Mercyful Fate ile bu türün ataları arasında her zaman başı çekti ve ilk Black Metal akımındaki grupları etkilediği gibi ikinci akımın da ortaya çıkmasında büyük rol oynadı.
Kendilerini o yılların şeytani gruplarının hikayelerinde bulan Norveç Black Metal’in temsilcileri bunu gayet ciddiye alıp kiliseler yakma, cinayetler işleme gibi daha birçok olaya kalkıştı fakat Venom bunu hiçbir zaman onaylamadı. Aksine satanizmi ve şeytani imgeleri eğlenmek için kullandıklarını, rolünü oynayan oyuncu gibi rolünün etkisinde kalıp insan ya da herhangi bir canlıyı öldürüp şeytana kurban vermediklerini açıkladı. Venom yarattığı türün tehlikenin farkında olmadan bir müzik yarattı ve bu müziğe hiçbir zaman ne sound anlamında ne de duruş anlamında ihanet etmedi. Kibir dolu İngilizler ne gruba ne de Black Metal’e asla sahip çıkmadı (tabi Cradle Of Filth hariç), Black Metal albümü çıktığı yıl ve sonrasında büyük başarı getirse de maalesef dönemin müzik eleştirmenleri tarafından “soytarı üçlüsü” olarak tanımlanıyor ve ciddiye alınmıyorlardı. Her şeye rağmen yarattıkları bu sounda büyük ölçüde inanıyor ve ısrar ediyordu bu manyak adamlar. Black Metal kirli ve leş bir albümdü hatta öyle leşti ki albüme adını veren şarkının efsane introsu tabutta kaydedilmişti. Grubun amacı net olarak müziğiyle sinir bozmak, can sıkmaktı ve bunu başarıyorlardı daha en başından. Yazdıkları şarkı sözleri nerede uğursuz bir konu varsa hepsini içeriyordu. Müziği de keza bunu fazlasıyla destekliyordu.
Bir sonraki kült albümleri Venom At War With Satan ise 1984 yılında çıkmıştı. Yayılan zehrin yeni serisi yine sevilen bir albümdü. Ardından gelen 1985 tarihli “Possessed”, “Calm Before The Storm” (1987) albümleri bu şeytani yolun en büyük eserleri arasında yer almaktaydı. Sürekli kavga eden bu üç herif Calm Before The Storm albümüyle ilk sarsıntıyı yaşadı ve grubun efsane gitaristi, riff babası Mantas gruptan ayrıldı. Bu albümde onların yerine gelen Jimmy Clare ve Mykus ile çalışan Cronos ve Abaddon daha sonra yine kavgalar edince grubun efsane lideri Cronos gruptan ayrıldı. Bir yandan gruba saldırılar da gelmeye devam ediyordu. Eleştirmenlerin yanında bu sefer de rock camiasının hedefindeydiler. Bon Jovi’den Jon Bon Jovi, Venom gibi grupların Hard Rock ve Heavy Metal camiasını kirlettiğini ve zarar verdiğini söylüyordu. Grubun kendisine verdiği cevap ise çok ağırdı. Cronos aynen şöyle demişti: “Bir kişinin eti diğeri için zehirdir.’’ Evet, bu sarsıcı cümle tarihe çoktan geçmişti bile.
Yola artık Cronos olmadan devam etme kararı alan Mantas ve Abaddon ikilisi, gruba Al Barnes ve Tony Dolan’ı alarak Venom tarihinin en kült albümlerinden biri olarak tarihe geçen 1989 çıkışlı Prime Evil’i yayımladılar. Tony Dolan ile uzun süre albümler yapan grup daha sonra 1996 yılında bir Reunion yaparak fanlarını çok mutlu eder. Yıllar sonra orijinal grup üyeleri Cronos, Mantas ve Abaddon bir araya gelir ve ilk olarak efsane Dynamo Festivali’nde sahne alır ve o konserde gökyüzüne Pentagram çizerler. Yıllar sonra yeniden bir arada olan grup art arda iki muhteşem albüm olan Cast in Stone (1997) ve Resurrection (2000)’i yayımlar. Her sahne öncesi çok büyük kavgalar eder ve öyle sahneye çıkarız diyen bu üçlü yıllar sonra yine anlaşamaz ve Mantas yeniden gruptan ayrılır. Mykus ile devam eden Cronos ve Abaddon uzun bir ara sonrası yine oldukça iyi bir albüm olan Metal Black’i 2006 yılında yayımlar. Fanlar tarafından çok sevilse de herkes eski günlerdeki Venom’u arar ve beklenti hep yeni bir Black Metal albümü yapmaları üzerinedir ancak ne yazık ki bu imkansızdır. 2008 yılına geldiğimizde Cronos benim de son sevdiğim Venom albümü olma özelliğini taşıyan Hell’i yayımlar. Cronos bu sefer Abaddon olmadan farklı isimlerle yapmıştır bu albümü ve bundan sonra da hep böyle gitmiştir Venom saflarında. Artık Venom demek sadece Cronos demektir. Bu albüm sonrasında her ne kadar üretmeye devam etse de Cronos ve Venom ne yazık ki grubun fanlarını tatmin edemez -ben de dahil olmak üzere- ve genellikle çok yoğun eleştirilere maruz kalır.
Venom ismi maalesef artık çok uzaklarda kalmıştır. Grubun orijinal gitaristi Mantas, Venom sonrası yanına Tony Dolan (Demolotion Man)’i alarak art arda başarılı albümler yaptığı M Pire Of Evil‘i kurmuştur. Ardından Tony Dolan ve Abaddon ile bir araya gelerek yaratıcılarından olduğu Venom ismine Venom İNC Adını vererek 2017 yılında muhteşem bir albüm olan AVE’yi yayımlamışlardır. Cronos, Venom isminde kendi bildiğini okurken Abaddon, Mantas ve Tony Dolan üçlüsü yeni ama çizdikleri köklü yolda yarattıkları pis ve zehirli müziğe sahip çıkmıştır. Her şeye rağmen en büyük dileğimiz bir gün orijinal Venom kadrosunun yeniden bir araya gelip tıpkı Black Sabbath gibi son bir albüm yapması ve bir turneye çıkmalarıdır. Bu olur mu bilemeyiz ama bildiğimiz tek bir şey varsa o da şudur: Venom’un her iki tarafı da yaratıkları Black Metal tarzında bir kült olmuş, bu üç ruh hastası adam her dönem müziğiyle tüm extreme metal camiasını etkilemiştir.
Tüm Venom fanlarına bir kez daha sevgi ve selamlarımı iletirken tekrardan şeytanınız bol olsun diyerek, sizi Venom’un Welcome to Hell başyapıtı eşliğinde selamlıyorum.
DELİKASAP’I DESTEKLEYİNİZ! DeliKasap Dergi’ye vereceğiniz her destek, daha kaliteli video içerikler, belgeseller, özel röportajlar, basılı dergiler, anlamlı etkinlikler ve daha nitelikli yayınlar yapabilmemize katkı sunacak. DeliKasap Dergiyi destekleyiniz. Bağımsız yayıncılığa güç veriniz. DeliKasap Dergi basılı ve dijital yayınlarımıza abone olabilir, bizleri patreondan destekleyebilir ya da koleksiyon sayılarımızı ayrı ayrı edinebilirsiniz: