Witchtrap Tarkan: “Dünyayı Metalciler Yönetecek!”
“Black Metal”, rock’n’roll’un en karanlık, en uç nokta ve en tuhaf akımı. Black Metal kadar spekülatif, kriminal ve aynı zamanda hem marjinal hem de etkisi geniş olabilen başka bir müzikal janr yoktur. Şimdilerde underground fısıltı gazetesinde yeniden, Ankara’dan esen Witchtrap kasırgası konuşuluyor. Başkentin kıdemli “Black Metalcileri”, evladiyelik metal duruşunu hala ve ısrarla sürdüren siyah kıyafetli “Cadılar”ın namını ülke çapında yeniden hatırlatıyor. Grubun kurucusu Tarkan Gürol, Witchtrap’in dirilişini ve Black Metal’in felsefesini Delikasap okurlarına içtenlikle anlattı…
(Fotoğraf: Serkan Tuna)
Black Metal’in diğer müzik türlerine göre farkı nedir?
Black Metal sadece bir müzik tarzı değildir; çünkü, son 10 yıllık gelişimini de mercek altına alırsak, içinde felsefeden tut; dünya çapında ünlü vegan mutfak şeflerine varıncaya kadar geniş bir harekettir. Ortadoğu’dan çıkan ve yayılan sistemlere duyulan öfkenin bazen extreme bazen de parodi şeklinde müzik ve sahne sanatları ile dışa vurumudur.
Yuvanız Ankara’da yıllar sonra yeniden konser verdiniz. Eski orijinal kadroyla şimdiki kadro arasındaki farklar nedir; yeniden küllerinden doğan Witchtrap’te nasıl bir sinerji oluştu?
Orijinal kadro şu anki kadrodur; Witchtrap’de yer almış tüm müzisyenler dolu ve saygın müzisyenlerdir ama en doğru isimler bu isimlermiş ki yeniden bir araya bu kadro ile geldik. Ve hatırlatıyorum bu kadro aramıza yeni katılan bas gitaristimiz Onur dışında albüm kadrosudur. Nasıl bir sinerji oluştuğuna gelince; çok güçlü ve samimi bir sinerji oluştuğunu söyleyebilirim, görmek isteyenler konserlerimize gelerek bu büyüye dahil olabilirler.
Black metal sansasyonel bir muzik akımı. Black Metalciler çoğu zaman radikal ithamlara maruz kalırlar. Hiç başına buna dair ilginç bir anı geldi mi? Sonuçta Türkiye’de black metal denince akla gelen kişilerdensin…
TDK ithamı şöyle tanımlar: “Suçlamak ve suçlu görmek” Toplum her zaman farklı görüneni çeşitli şeylerle itham eder, bunlar genelde kendi korkuları veya aslında içlerinde gizli kalmış şeylerle ilgilidir, elbette bir çok anımız var, mesleğim gereği çoğu zaman politikacılar ve yerli yabancı devlet adamları ile birlikte oluyorum; benim metalci hem de black metalci olduğumu öğrendiklerinde önce çok şaşırıyorlar, sonra bakış açılarında ve algılarında pozitif anlamda çok değişim oluyor.
Bir ara “türden sapma” yoluna mi gittin? Art Niyet ile ne yapmayı hedefledin? Black metale dönüşünüz ile Art Niyet projesi arasında bir bağ var mı?
Türden sapma diye bir şey söz konusu değil çünkü her şeyden önce Art Niyet benim diğer projemdir, ben geniş spektrumlu bir müzik sevgisi ve donanımına sahibim. Art Niyet çok keyif aldığım ve büyük hedefleri tutturmuş bir projeydi; internet, yazılı basın ve tv-radyolarla milyonlarca kişiye ulaştım ve bunu yaparken çok eğlendim. “Türkiye’de kimsenin yapmaya cesaret edemediği şeyleri yapacağım” dedim ve yaptım ama Witchtrap benim ilk göz ağrımdır, yeniden bir araya gelmemiz için yoğun bir baskı vardı ve bizde hiç ummadığımız bir anda kendimizi stüdyoda ve sahnede bulduk. Witchtrap ve Art Niyet arasındaki tek bağ benim iki grupta da çalmam, bunun dışında bir bağ yok.
Dış dünyada ve ülkede black metalcilerin aşırı milliyetçilerle olan bağı, Norveç’te kilise yakılması vb hadiselere dair neler söyleyebilirsin?
Salaklar her yerde olduğu gibi metal dinleyenlerin içinde de bir miktar mevcuttur; aşırı milliyetçiler bu arada black metalden ziyade punk dinlerler, milliyetçi black metalcilerin rağbet ettiği gruplar da asla kendilerini geliştiremeyen ve hiçbir zaman büyüme şansları olmayan ve bu yüzden de kendini faşist söylemlerle pazarlamaya çalışan hastaların işidir.
Witchtrap projesi nasıl doğdu?
1988 yılında Witchtrap isimli bir korku filmini seyrettikten sonra doğdu. Olması gerekliymiş. Günümüzde Witchtrap bir müzik grubu olmanın çok ötesine geçti, bir çok akımın öncüsü ve çok geniş bir kitle içinde bir aile gibi. Bizi seven herkese onlarca yıldır bizi sevmeye devam ettikleri için teşekkür ediyoruz.
Sahne şovlarına özellikle ehemmiyet veriyorsunuz. Bunu biraz açar mısın? Örneğin; ilk hangi sanatçının sahne duruşu seni etkilemişti? WT konserine gelen bir fana neler vaat ediyorsun?
Sahneye tabure ile çıkıp oturarak çalmak isteseydik asla metal müzisyeni olmazdık, biz şov yapmıyoruz, içimizden geleni yapıyoruz, kısaca tiyatral bir durum değil… Benim canıma ilk okuyan Accept’tir; Udo’nun kirli sesinden duyduğum “Fast as a Shark” kalbimi yerinden söküp ayağımı kaydırmıştı. Witchtrap konserlerine gelen bir fana vaat ettiğimiz şey safkan agresyon, güçlü bir müzik ve gerçek 90’lar sahnesidir; ne dediğimi bilen bilir. Bilmeyenler ya bilenlerden öğrensin veya konserlerimize gelsin. 11 şubat tarihinde Ankara Noxus’ta The Head ve Cosmic Funeral ile ve 20 sene aradan sonra 25 şubat tarihinde de DRCKTXM’de Hell Sodomy ve Plethora ile sahne alacağız; tüm metalseverleri bekliyoruz.
Ama şunu merak ediyorum ve cevaplamanı özellikle istiyorum: -sonucta başta da söylediğim gibi; Black Metal bir hayli spekülatif bir müzik. Siz de aslında işinizde gücünüzde adamlarsınız. Bu dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?
Devlet başkanları da işlerinde güçlerinde ama hepsi spekülatif; onlar kadar zorlanmadığımız kesin. Devlet başkanı demişken şu tespit ve varsayımımı söylemek istiyorum, metalciler dünyayı yönetmeye başladı, evet doğru duydunuz metalciler dünyayı yönetmeye başladı. Bugün metalci devlet başkanları, bakanlar, milletvekilleri, bilim adamları, öğretmenler, polisler ve askerler, kısaca her meslek grubunda yönetici pozisyonundan tüm kademelere kadar metalciler her yerde. Heavy metal’in en büyük gücü burada; “metalci her zaman her yaşta metalcidir” bu yüzden günümüzde metalciler dünyayı yönetmeye başladı, ileride büyük çoğunluğunu ele geçireceğiz!
Diğer sanat dallarına özellikle “Güzel Sanatlar” mefhumuna bakış açın nedir?
Sanat çok geniş spektrumlu bir tanımdır, sanatı sevmeyen varlığını ve var oluşunu inkar edendir. Burada güzel sanatlar olarak bahsettiğin bazı kesimler tarafından resim, heykel, müzik, mimarlık ve şiir olarak adlandırılanlar ise bu tanımı yapanlarla dövüş sanatlarını kullanarak tartışmak isterim. Sanatın güzel veya çirkin oluşuna karar verebilecek hiçbir mekanizma veya kişi yoktur.
Bir gazeteci olsaydın kendine hangi soruyu sorardın ve yanıtın ne olurdu?
Amacınız ne? Ve vereceğim yanıt ise “ileride görüp anlayacaksınız” olurdu.
Teşekkür ederiz.
WITCHTRAP
Tolga Han – vokal
Ufuk Irmaklar – gitar
Onur – Bas
Onur Pehlivan – davul
Tarkan Gürol – gitar
https://www.facebook.com/events/710982279100992/
https://www.facebook.com/events/1554045608004972/permalink/1578238852252314/
https://www.youtube.com/watch?v=TXJYx3Jc9LA&feature=youtu.be