Yerli “Alternatif” müziğin yeniden dirilişi mi: Gaye Su Akyol’dan Büyük Ev Abluka’ya “3. Yeniler” hareketi

Dünyada ve Türkiye’de “alternatif müzik” kavramı grunge kasırgası sonraki dönemlerde ilk etapta “ana akıma alternatif duruş” temsili algısı yaratan “düşük bütçeli” gruplara karşılık geliyordu. Doksanlar, iki binler, iki bin onlar derken artık ana akımının ta kendisine dönüşen bir kavramdan bahsedebiliriz. Türkiye’de de artık doksanlardan iki binlere hatta bugüne taşınan “eski yeni” gruplar; Kesmeşeker, Bulutsuzluk Özlemi, Pentagram gibi “Babalar”ın alternatifi internetin delirtici kolaylaştırıcılığının da etkisiyle yerlerini “Yeni Nesil Enteresan İsimli Türk Rock ve Alternatif Müzik Grupları”na bıraktılar. 

Bununla birlikte günümüze doğru dört nala koşan müzikal algıdaki bu değişim kendini şu göstergelerle belli ediyordu: Kadın Vokallerin 2010 Sonrası Yükselişi, Elektronik Altyapılı Türk Gruplar, Dünya müzik piyasasında ikircikli durum, Değişen old-school kavramı, Evrensel müzik trendlerinin Türkiye’deki on yıllık gecikmeli yansımaları, Gezi sonrası değişen mizah anlayışı ve bunun müziğe yansıması ve Orta sınıfların eğlence anlayışı ve müziğin burda kapladığı yer vb gibi… Dolayısıyla geçmişle bugün arasında köprü olabilecek eski-yeni tüm grupları, özellikle gençler üzerindeki etkileri bağlamında müzikal janr ayırdetmeksizin tekrar ele almak zorunlu gibi gözükmekte.

Artık “geleneksel rock grup ve şarkıcıları” olarak kodlayabileceğimiz ve ana akımdan underground’a geniş bir perspektifte üretimler sunmuş Şebnem Ferah’tan Acil Servis’e; Teoman’dan Mor ve Ötesi’ne “güncel rock, pop ve alternatif müziğin” kitlelerdeki anlam arayışını sorgulamaktan bahsediyoruz. Ve elbette ki “eskiden” beslenen ve bugüne ulaşan onlarca topluluk ve sanatçıdan da…

Bu grup ve şarkıcıların bazılarından bahsetmek şart; Gaye Su Akyol, Adamlar, Yok Öyle Karalı Şeyler, Yüzyüzeyken Konuşuruz, Büyük Ev Ablukada, Hey Douglas, Ah Kosmos, Manuş Baba, Peyk, Ceylan Ertem, Kalben, Jehan Barbur, Yasemin Mori ve her gün geniş kitlelerle siber ağlar sayesinde tanışan isimlerini öğrenmekte zorlanacağımız yeni “alternatif” star adayları…

Günümüzde kendisini protest, orta sınıf, entel veya apolitik olarak tanımlayan  kesimlerinin ortaklaşan müzik beğenilerinin artması “popüler müzik” tanımının yeniden tartışılabilmesi için bir sebep sayılabilir.

Bir yandan güncel realiteden kaçışın tetiklediği “nostalji” özlemi bir yanda da evrensel değişimlerin getirdiği “yeni” arayışının Türkiye’ye özgü geç gelen sentezi sayılabilecek Türkiyeli popüler müziğini tartışmak gerekiyor.

Özellikle 90 sonrası dönen “Türkçe sözlü rock müzik mümkün mü?”  tartışmalarının üzerinden çokça zaman, grup ve konser geçti. Fakat Türkçe ya da değil; popüler müzik 2000’lere ulaşıldığında artık Kral TV ekolünden sıyrılmış distorte soundlu gruplar ve hatta zamanının potansiyel “satanistleri”, artık daha karşılaşılabilir olmaya başlanmış, kulaklıkların değil sadece ekranların da sık duyulan sesleri haline gelmişlerdi. Bir dönem under-ground sayılan rock müzik 2017 Türkiye’sinde özellikle “okumuş” kesimlerin tartışılmaz “popisi” olmuş fakat “yurdum insanının” müzik tercihleri ile arasındaki sınır bulanıklaşmış ve genel dinleyiciye de hitap etmeye başlamıştı.

Artık üniversite kampüslerinde kimseler pek Kesmeşeker ya da Bulutsuzluk Özlemi‘nden bahsetmiyor. Varsa yoksa Gaye Su AkyolManuş Baba ya da Büyük Ev Ablukada vb… Türk Rock, Elektronik ve Alternatif müziği ya da “3. Yeniler”, baba gruplar Moğollar, #Pentagram hatta Redd gibi “geleneksel rock grupları”nın pabucunu dama attı mı? Bu dönüşüm, yerli müzikal dünyamızda bir devrim anlamına mı geliyor?

Rock ve pop ayrımı bir yana, bugünün popüler eğlence anlayışında geniş bir yer tutan “müzik” olgusu için eleştirinin ötesinde, onu doğuran koşulların irdelenmesinin yaratacağı çıktıların değerli olacağı fikriyle bu tartışmayı daha geniş bir alana yaymayı düşündük. Bu tartışmanın hem müzikal üretimlere hem de dinleyici nezdinde kaliteli müzik algısına katkı yapması da olasıdır.

Son kertede; bu dönüşümler Yerli Rock ve Alternatif müziğin yeniden dirilişi mi yoksa bir ara dönem mi yaşanıyor…

Yüzyüzeyken Konuşuruz’dan Büyük Ev Abluka’ya “3. Yeniler” hareketi, tartışılmaya değer bir reform yarattı diyebilir miyiz? Belki…

Ancak kafalarda da deli sorularla beraber…

Paylaş

Similar Posts

Bir yanıt yazın